KURTULUŞ TÜRKÜMSÜN SEN

her şey yalanmış yalan sensiz..
sen gözlerimde bir damla yaş olduğunda anlamıştım yıldızlarımın mecnun baktığını...
karanlıkları yarına erteleyen
aydınlığım sıradan bir teselliymiş aşkın miladından önce..

aslında hiçbir şey istemiyordum inanırmısın..
ne düşündüğümü dilediğimi sözcükler halinde halime dizemiyordum..
dünyaları içine sığdıramadığım
"bir yüreğimde yoktu canımın içi diyebileceğim..

ay geceyi tanır
ölümler hücreme taşırdı ruhumu her gece..
kendimce gülüyor
kendimce ağlıyor
kendimce kafa tutuyordum kocaman onurumla küçücük bir yaşama...
ikinci el mutluluk gibi işte sevgilim..

tarihi ve kırılmaya her an hazır zaferin tebessümüydü çehrem...

ya şimdi ya şimdi sevdiğim...
sen varsın
ruhu incecik ve Kâinâtın nice ahenklerinin bekaretini..
ilklerde yaşatan sevgili..
biliyorum....
elbette ömür daimi bir olay değil ,
fakat seni sevme görevim sonsuz bir yolculuk...
her haline bin anlam yüklediğim
ey benim özlemine ısmarlandığım hazinem..
ey kahır sabahlarıma güneşi diz çöktüren fedakar sesim...
oy matemlerimi teğit geçip
kurtuluş türkülerinde çağırdığım zevk-i sefam...

ne olduda
aklım kaç dumanlık sigaranın keyfinde alaca karanlık bu ara..?
ne oldu da
sarhoşluk arası dumansız ateşlerde zil zurna dünyamın hali ..?

yalnızlık düşünce suçum bu ara...
mürekkebe hacet
yok sensizliğe gömülüyor
senliğimi
hayra karalıyorum gönlümce...
oysa
“iyilik yagmurları” yağdırmak
ve hilal gülümsemelerdir aşkın hakkı...

arslan kesilmek istiyorum
sille tokat girişmek medeniyet dilinin tümm fiiline gaflatine...
ah sözlerin geçiyor bir kuble zihnimden
! sabrıma tercüman olan seviyorum yar efkarından ..
serenatlar
kucaklaşmalar
ne hoş hayal raylarında elele göç eden senli oynaşmalar..
ruhuna siper durulası tropikal eylemlerimin sebebi sevgili
ben yarama hep bir sen bastım...

içtiğim su haram olsun sana çoğalmaktan bir an vazgeçersem....

berrin korkmaz