8
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1175
Okunma

Utangaç bir akşamdı
Nefes alan
Gökyüzünün yorgun kollarında
Bâkir bir güzelliğe
Şiirler söylerken yıldızlar
Koptu göbek bağı
Hayata gülen çocuğun
Önce dilini ısırdı
Sonra elini bir gölgenin
Ve
Bir şimşek çaktı
Alaca karanlığın gözlerinde
Göz
Göz olmaktan çıktı
Yağdı mermileri yalnızlığın
Adresi olmayan hedeflere
Kıyamet mi kopuyordu ne
Zelzelesi vardı gökyüzünün
Deli bir kızın
Saf bakışıydı
İlk yere düşen
Bir kurşun yemiş gibi
Sol böğrüne
Dişti gardı umutların
Yer kirlendi gözyaşlarından
Aşk mı meşk mi dediniz
Güldürmeyin adamı
Kesildi raconu çoktan
O çocuk güzelliklerin
Rüzgâr
Bildiğin rüzgâr değil
Ey benim deli gönlüm
Eğil
Yol geçen hanı şu dünyanın
Namus ve onurunu
Sevinç ve gururunu
Beş paralık edenler
Hesap versin
Utanmazlar Mahkemesinde
Nâ-mahrem sevdaların
Ucuz kahramanları
Bekleyin
Sizi de vuracak kalbinizden er, geç
Hüzün avcıları
Yer, gök
Okuyacak rezil künyenizi
Beklemeyin o gemiyi
Döner diye limana
İnsan ne menem şeydir ki
Ters düşer kendine
Ve zamana
Gidin gözümün önünden
Sahte ruhlu
Sevgi katilleri
Yetmedi mi
Yaktığınız mumlar
O Hızır Dedesine
Yıllar yılı kar yağmakta
İnsanlığın ebesine
Kaçıncı faciasıdır bu
Başımıza göçen gök-kubenin
Yol uzun
Dava çetin
Yok mu hükmü sizde
Nefs-i izzetin
Çekilince el-ayak
Susunca son nefes
Ne el kalacak tutmaya
Ne
Duyulacak tek bir ses...
OKTAY ZERRİN
5.0
100% (9)