2
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
921
Okunma
Dedesi yüz yaşını aşmış olduğu halde
Topladı etrafına cümle oğullarını
Gayesi yetiminin rahatı istikbalde
Kendince temizledi, düzeltti yollarını.
Ebû Leheb’e dedi sen zenginsin ve lakin
Merhametin çok azdır üzersin torunumu
Sonra Abbas’a döndü sen layıksın, hem sakin
Bilirim gözetirsin korursun torunumu
Amma çocukların çok ailen kalabalık
Yükün fazlaca ağır onlara yap babalık.
Ebû Tâlib atıldı babacığım bana ver
Fakirim fakat onu korurum gözetirim
Hissettirmem yetimlik, emanet-i kardeş der
Çare olur derdine gönülden düzeltirim.
Yetim, öksüz atıldı Ebû Tâlib’e koştu
Dede, torun ve amca hepsi birlikte coştu.
Çocukluk yıllarında çok peygamberler gibi
Develeri otlattı kırlarda meralarda
Rabbimiz yetiştirdi güzel ahlak sahibi
O Muhammed’ül emin (s.a.v.) merhemdir yaralarda.
On iki yaşlarına geldiğinde amcası
Yemene gidiyordu o da istedi gitmek
Kıramadı çükü o kardeşinin goncası
Öte git demiyordu, mümkün değildi itmek.
Bu yolculuk çok rahat ve de çok karlı geçti
Sevinçten ve neşeden sanki göklere uçtu.
Busra’ya vardı kervan bir yerde konakladı
Gördü rahip Bahira fevkaladelik sezdi
Kervanın üzerinde bir bulut durakladı
Nereye giderse o oda ö yöne gezdi.
Bir yemek verdi rahip herkesi davet etti
Ebu Talibe çok çok mühim haber iletti.
Dedi bu gelecekte ahır zaman nebisi
Şama götürme bunu belki bir zarar gelir
On sekiz bin âlemde yok bu çocuk gibisi
Yahudi kâhinleri belki anlar ve bilir.
Dinledi Ebu Talip büyük sözünü tuttu
O taşlar arasında emsalsiz bir yakuttu…
Salih Yıldız…27.09.2011
.
5.0
100% (1)