‘‘Çok sonradan gelen bir sevdaya tutulmuş yüreğin yanmış sesidir bu sessizlik
Çünkü anlaşılmayan bir zamanda sevdi yüreğin
Hem de çok sevdi biliyorum”…

Ah ne kadar zamansız geldin sen
Bu çok ezelden sana yaralı kalmış yüreğime…

Velâkin mateminin sebebini bilmiyorum şimdi
Ah anlayabilseydim onu da be mavim…


Şimdi bu şiiri ezberliyorum…

Ak güller toplamıştım sana
Her birini göğsümde taşıyarak getirmiştim
Gelince saçlarına takıp bakacaktım
Maviliğine nasılda yakıştığını anlatmak için ak güllerin…

Ellerimde ıslandılar şimdi ak güllerim
Eridiler al-al akan yüreğimin şehvetinde
Saçlarına takmadan tükenip bittiler…

Ve şimdi ağlama zamanıdır diyor gözlerim
Hadi sizi size bırakıyorum sizde ağlayın
Ama ağlasanız ne fayda
Mendili alıp yaşınızı silen mi olur sanki
Ah yüreğim ah
Biliyorum sen onu kocaman sevdin
Bak nasılda ağrıyorsun şimdi
Anlayanın mı olur sanki
İnan bana bunu sadece ben anlıyorum
Çünkü senin acını sadece ben taşıyorum…


Ama ne malum
Belki de acıtmaktı sadece gayesi
Yalanız öyle olsa bile
Ben seni öyle anlamadım
Ki ondandır sükûnetim
Bana olan sessizliğine rağmen
Ve ben sadece ağlamak istiyorum artık
Kimselere görünmeden sana bile
Sadece gözlerim ve yastığım şahit olsun
Bu yeter bana…

YirmiAltıEylülİkibinonbirYüksekova
Faruk Fahrettin ÖZCANAN...