Bu kaçıncı ayrılık, kaçıncı uzaklaşmaktır kendimden, öz benliğimden,
Ayrılık da değil aslında, bir tür inzivaya çekilmek yahut da herkesten,
Uzaklarda gibi ama aslında bir arada olmak, kısmi bir uzaklaşma da,
Denilebilir, daha farklı tanımlamalar da çıkabilir, biraz daha uzatınca…

Bu kaçıncı serzeniş, kaçıncı savruluştur, kaçıncı yok oluş yahut doğuş,
Hesabı yapılamayacak arenada, hesapsızca yol alarak belki de yok oluş,
Sessizce uzaklaşırken ortamdan ve kendinden, yoklara karışırken usulca,
Belki geri dönüş mümkündür, belki de değildir, hepsi de uyar buralarda…

Bu kaçıncı yok oluş; kaçıncı gözden ırak, gönülden ırak oluş, kaçıncı yol,
Uzaklardan gelen bir hazan yeli gibi kaçıncı esmek, kaçıncı kapanan kol,
Hepsi uzaklarda şimdi, kimseden haberli değil, kimliklerimiz belirsizlerde,
Yanımızda olsa da olmasa da hep gönül penceremizde, her daim bizlerde…

Bu kaçıncı susuştur, kaçıncı sessizlikte sessizce sürdürmektir var oluşunu,
Kaçıncı hikayedir, anlatılsa da hiçbir zaman için anlatılamayan doğumunu,
Usulca uzaklaşırken göz menzilinden, arkaya bile bakmaksızın ilerlerken de,
Bir daha geri dönmeksizin giden, yahut hiçbir zaman için geri dönmeyen de…