...................................................................başımın biricik tacı anama!..

yıllların küskünlüğü yüreğinde mühürlenmiş
ela gözlerinde ferler kesilmiş
nasırlı ellerinde çapalar terbiye görmüş
yorgun mevsimlerin kanamış
baharında solmuş evlatların ard ardına
kahrolup ağıtlar yakarken ıssız köşelerde
kahkalar yükseliyordu arsız sokaklarda
Beyoğlu dedikleri kaldırım yosmaları
nerden bilecek bu toprakların özüsün sen
şarap kokusu sızmış mahzenlerde
zil zurna kadehlerin dibine vurulur ezenler adına
senin yorgunluğunu kim görür be Ayşe’m!..


yaslı gecelerinde kahrolurken kadersizliğine
evdeşinin yollarını gözlerdin
salıncağında salladın babasız büyüttüğünü
aş, ekmek kırıntısı bulamazken
zenginlerin sofralarında havyarlara beddular ettin
emperyalizm uşaklığına kin kustun
garip köylü çocukları can verirken doktorsuzluktan
mavzerler kuşanıp, sokaklarda haykırmak istedin
baktın etrafına, zalimlerin devri
kös oturdun ocağında, yakardın Allah’a
kahrolsun Amerika, batsın batı, yok olsun ezenler!..


ah garip Ayşe’m, yüreğim, büyük aşkım
köy topraklarında yoğrulmuş menekşem
peygamber gülüşlüm
şefkatinde yetimler barındıran bitanem
eli öpülesi Anadolu’mun onurlu kadını
Ayşe’m seni ne kadar çok sevsem de
layık değildir sana verebildiklerim
uykuların haramken gecelerde
kollarında ninniler söylerken kulaklarıma
kim bilir hangi hülyalarında mutluluk kovalıyordun
kaval sesine hangi baharları ekiyordun düşlerine
doyumsuz sevginle büyütürken beni
annelik sütünle besmeleyle beslerken oğlun Zafer’i
hangi hizmetlerimle hakkını öderim senin ?!


Zafer Direniş
...

4 Eylül 2011 Pazar 2.30 Lahey