Bilmem zamana umut daha kaç kez göçerek
Hüsranın yakasına sarılır mı kim bilir
Yalnızlığın koynunda kendine yer seçerek
Huzur denen o köye varılır mı kim bilir

Kah vahaya denk gelir yanıp dibi tutarak
Her gördüğü seraba bu son diye koşarak
Yine yanılmış olup tekrarından bıkarak
Sabır taşı çatlayıp yarılır mı kim bilir

Kah ummana karışıp kendinde kaybolarak
Şebb-i deryanın arz-ı genizini yakarak
Çekilip en derine karanlığı boğarak
Kıyılara koylara darılır mı kim bilir

Kah semaya yükselip arş iline vararak
Bulut hüzün gök hüsran ikliminden çalarak
Çatık kaşlı güneşin efkarından korkarak
Bilmem ki masiva dan sorulur mu kim bilir

Çoraklanmış düşleri toprağa ekilerek
Saadet tohumundan kaçı filizlenerek
sükut-u hayaliyle amansız yeşererek
Kazara mutlululuk la karılır mı kim bilir

Lehçesini yeniden yazar mı ki sılanın
Hangi lügatta özne yüklemini çalanın
Kaidesini bozmaz tertibi mi yalanın
Okuyup belleyerek yorulur mu kim bilir

Çarenin zalim ahı alırken intikamı
Hedef bilir geceyi yalnızlık ihtişamı
Kurşuna dizip bir bir vurarak muhteşemi
Yürek yine yanarak kor olurmu kim bilir

İftirayı dolduran olukları arkları
Hazinetin çarkına kin boşaltan suları
Esareti boynuna farz kılan bu yuları
Kim ne zaman çözüpte azledermi kim bilir?

Yasemen Akyürek
31/07/2011
taral tembel