1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1104
Okunma

Orhan Veli’nin dediği gibi ,
Uzanıp yatıvermişti sere serpe,
Ama entarisi yırtılmamıştı hafiften,
Entarisi de yoktu üstünde…
İç çamaşırı giyme alışkanlığı da yoktu,
Yüzükoyun yatıvermişti çarşafın üstüne,
Bütün ihtişamıyla gözleri doyuran,
Muhteşem vücudunu sergiliyordu…
Kollarını iki yana açmıştı üstelik,
Üstünde yattığı çarşafı kucaklarcasına,
İpek dokuma kadife gibi vücudu sarmayı,
Hangi çılgın iç geçirmez çarşaf yerine olmayı…
Peri kızının lepiska saçları gibi bele inmiş,
Yayla kirazı gibi dudakları alevlenmiş,
Hafif bir tebessümle zeytin gözler açılmış,
İnsanın içine işleyen sıcak bir sevimlilikle…
Elma şekerini andıran al yanaklar,
Konacak öpücüğü bekleyen fındık burun,
Hayallerde değilim işte karşındayım buyurun,
İstediğiniz kadar ruhunuzu doyurun…
Venüs heykeli gibi kollar ve bacaklar,
Bekler dururum ne zaman açılacaklar,
İki arada bir derede sıkışıp kalmıştı,
Hayalleri süslemekten ötesi aşılamamıştı…
İçinde bir kötülük yoktu biliyordum,
Benim de yoktu,
Ama olmaz ki,
Böyle de yatılmaz ki !
*marmarali 04 mayıs 2011
my.opera.com/marmarali70/blog/2011/05/04/sere-serpe
5.0
100% (3)