6
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
2192
Okunma
Aşk büyük dünya küçük gecenin efkarında
Gözlerin gibi bakar buluta saklanmış ay
Kirpiklerin aşk oku, saplanacak kalp arar
Siyah saç telleriyle gerilmiş dururken yay
Odanın ortasında büzülmüş bir karanlık
Hasret lekesi gibi yapışmış kaderime
Geceme kabus olan rüyanın senaryosu
Hayat tiyatrosunda oynanıyor yerime
O kekremsi tadıyla aşkı yücelten hasret
Yalnızlık boşluğundan ince bir sancı sağar
Bir gül tersine döner bir sahil alev alır
Bir kaşık su içinde kedi aslanı boğar
Bir kaya daha çatlar yağmurunla sabırdan
Beni ara beni bul, bulunca sarıl bana
Taş kesileceğim taş çektiğim bu kahırdan
Dinle özümdekini sonradan darıl bana
Pes etmem hasretinle verdiğin acılara
Nemrutun ateşinde varsın İbrahim yansın
Yeter ki sevdiğini bilsin bu yorgun yürek
Hasrette solan gülüm hayalinle sulansın
Hüküm kesilmiş aşka cezayı almış yürek
Toprağı yarmış sürgün filizlenip büyürken
Sürgün yemiş yürekler hasret korunda yanar
Umutsuzluk yoluna çıkmaya vakit erken
Coşari gözlerinde bulut bulut dolaşır
Vuslatı olmayan aşk aşığı öldürmez mi?
Yarınsız sevdaların hükmünü veren Tanrım
Gözü ağlatan canan gün gelir güldürmez mi?
22.06.2011/Samsun
İbrahim COŞAR
5.0
100% (3)