/’Paris neresi?’ desem hemen tarif edersin Peki Silvan’ı sorsam acep bana ne dersin?/
Brunî, Pirî reis, Mevlâna bizden çıktı El aleme özenme önce onları tanı ’Yıkılamaz’ denilen Bizans’ı kimler yıktı? Kimler emanet etti sana Cennet Vatan’ı?
Her yanı dövme, pearsing, burnuna takmış hızma Dersin bu Türk olamaz belki dışardan sızma Bana eli övüyor haydi sen ol da kızma Çoktan unutuvermiş Türklüğe şan katanı
Birisi de kapıldı Avrupa’nın seline Ermeni türküsüyle vurdu sazın teline Biraz parayla bir de ödül verip eline Yazar ilan ettiler ülkesini satanı
Sanki benim Askerim dağda değil yaylada Kimi ’Şehitlerim’ der, kimi halâ Ayla’da Millet yas tutar onlar kafa sallar Layla’da Nerdeyse kutlayacak Bayrağına çatanı
Hırant ile ermeni olanlar nerdesiniz? Diskoda mı barda mı nasıl bir yerdesiniz? Siz aydın falan değil, ışığa perdesiniz Ne çabuk unuttunuz Şehit olup yatanı
Her dili her şeyi bil ama Türk kal özünde Türkün de Türkçe olsun söylediğin sözün de Ancak böyle büyürsün Avrupanın gözünde Onlara hükmetmişti, küçük görme Ata’nı
(c) Bu şiirin her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Şiirlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Şairleri susmayan milletten ümit kesilmez. İçten teşekkürler ..... Gözüne acı yaş değmesin... .............. Gaflet.... Dalalet ... İhanet .... Her şey aklımızda ....
kutlarım değerli dostum..4 gündür yeğenimin nişan merasimi için Balıkesir,Karabük ve Safranbolu'daydık...o yüzden pek giremedim siteye...bu arada bana yazışma adresinizi yazarsanız size gazetede çıkan şiirinizi gönderebilirim...geçenlerde de istemiştim fakat siz " zahmet etmeyin hocam " demiştiniz fakat zahmet olmaz ve aslında çok da gecikti bu şiir işi...özür dilerim fakat sadece benden kaynaklanan bir durum değil bu...saygımla, selamlar...
Lisan bozuk mâlâyani aldı gitti başını, Yüzü binbir şekil olmuş boyar gözü kaşını, Tanıyamaz büyük küçük kimse bilmez yaşını, Kahramanlık güder ser'de dövmelerle dolu kol.
Kimse bakmaz birbirine herkes kendi yoluna, Merhamet yok muhtacına yardımlar da buluna, Hakk mükâfat vaad etti hayırsever kuluna, Maneviyat unutulmuş kavga eder sağla sol. .. dedim bende
İnsandır, elbette üzüldük. Lâkin '' hepimiz Hrant'ız, hepimiz ermeniyiz '' sloganları atanlar hakîkaten neredeler ? Bir de Beyoğlu bar aydıncıkları var. Orada rakı, balık vatan kurtarırlar. Ama nasıl bir kurtarış, efendim amerika'da olsaydı bu olay diyerek başlar ve sonunda Türk Silahlı Kuvvetleri'ni suçlu bulurlar. Aa unutmadan, bir de aydıncıklarımız var elbette. Sanal âlemde pek övünürler bunlar. Dostoyevski'den başkasını okuyamaz, adamın ilk adını sorsam Fyodor Mihayloviç diyemez, Plath hayranı, kadın kendine nasıl kıydı... Karac'oğlan nedir ki, Yunus Emre zaten yüzyılın tembeli, Mevlâna da tasavvuf ehli, Yılmaz Erdoğan çıkar '' etme '' der sonra Beyoğlu barlarında Mevlâ'dan bahsederler.
Öfkeli miyim sizce ? Aslında tek derdim kendini ve haddini bilmez, kendini pek aydınlanmış sanan ama kafasını yerden alamayan devekuşları. Bir de durmadan küstahça sergiledikleri tavırları. Dünya edebiyatı, dünya şiiri, dünya ekonomisi, dünya dilleri vs. Biliyor musunuz, bıktım bu dünyanın hallerinden. Kendi özünü koruyamamış toplumların şu anda ne durumda oldukları ortadadır. Kendi şiir dilini bile katletmekten bile utanç duymazlar.
O gün Hrant olanlar, bugün neden Mehmet, Ali, Kazım, Mahmut vb...olamıyorlar ? O gün ve hâlâ Hrant olmaya devâm edebilen aydınlanmış zihniyetler neden bugün bu ülke huzuru için sokaklarda sadece '' huzur '' diyemiyorlar ? Hrant'ın öldürülmesine sevinebilecek insanlara da iyi gözle bakmak mümkün değil.
Bir de yamuk orhan meselesi var ülkemizin. Nobel ödüllerinin kimlere verildiği kronolojik olarak incelenince gerçekler ortaya çıkar. Bu sebeple fazla söz söylemeye de gerek yok. Yamuk Orhan tabiri de bana değil sanal âlemin bir çok '' şair ve yazarına '' aittir.
Yorumunuza çok uyan bir şiir yazmıştım yıllar önce, başlığını unutmuşum saatlerdir onu arıyorum:) Özenti insanları, kulaktan dolma bilgilerle entel geçinenleri hicvetmiştim. Şiir şöyleydi:
Bindim yılkı atına (Bildiğin eşekti bindiğim) Kırkikindi yağmurları altında (Oysa ahmak ıslatandı yağan) Sürdüm aşk şehri Paris'e (Köyümden çıkmadan hem de) Cafe de leonda bir cappuccino içtim (Cafe adı uydurma,Türk kahvesini bile zor buluyorum) Biraz Vivaldi dinledim, biraz Bach (Sezen'i bile zor anlarken üstelik) Yakamozları seyrettim sonra (Hem de güpegündüz) Her taraf krizantem çiçekleri (Düpedüz Kasımpatı işte) Yüreğimde Che'nin isyanı (Duymuşum adını bi yerden) Aristoca düşüncelere dalmışım (Mevlâna'yı bile tam anlayamamışken) Dilimde Lili marlen türküsü (Aslında Bolu beyi, Karacoğlandan) Afrodit'ini aramakta gönlüm (Ayşe ya da Fatma da olur)
Aslında şiir uzun ama cep telefonundan online olduğum için tamamını kopyalayamadım.
Sonu şöyleydi özetle: Bunların ne ve kim olduğunu biri çıkar sorarsa işte bu karakaçandan düştüğümün resmidir demiştim.
Yorumunuza çok uyan bir şiir yazmıştım yıllar önce, başlığını unutmuşum saatlerdir onu arıyorum:) Özenti insanları, kulaktan dolma bilgilerle entel geçinenleri hicvetmiştim. Şiir şöyleydi:
Bindim yılkı atına (Bildiğin eşekti bindiğim) Kırkikindi yağmurları altında (Oysa ahmak ıslatandı yağan) Sürdüm aşk şehri Paris'e (Köyümden çıkmadan hem de) Cafe de leonda bir cappuccino içtim (Cafe adı uydurma,Türk kahvesini bile zor buluyorum) Biraz Vivaldi dinledim, biraz Bach (Sezen'i bile zor anlarken üstelik) Yakamozları seyrettim sonra (Hem de güpegündüz) Her taraf krizantem çiçekleri (Düpedüz Kasımpatı işte) Yüreğimde Che'nin isyanı (Duymuşum adını bi yerden) Aristoca düşüncelere dalmışım (Mevlâna'yı bile tam anlayamamışken) Dilimde Lili marlen türküsü (Aslında Bolu beyi, Karacoğlandan) Afrodit'ini aramakta gönlüm (Ayşe ya da Fatma da olur)
Aslında şiir uzun ama cep telefonundan online olduğum için tamamını kopyalayamadım.
Sonu şöyleydi özetle: Bunların ne ve kim olduğunu biri çıkar sorarsa işte bu karakaçandan düştüğümün resmidir demiştim.
insanımız tarihinle övünür ,kendisiyle dövünür bir halde dünyada biz insanlar gerçekten amansız gibi görülen bir hastalığa yakalanmış durumdayız tarihlere nereden bakarsak bakalım o , o zamanın yaşanması gereken bir süreçi bir milletin baş idarecisi ,benim kürt vatandaşım derse karşısındakide ben türk oğlu türküm der eyer benim vatandaşım dese ,kimse birşey diyemez sorun aslında çok basit ,eyer insanlar arasında bu gibi ayrıcalık olmasaydı bile , insan hazımsız olduğundan haksız olan bir evladı dahi olsa ,onu kayıracaktı
insan şavaşını tek başına yapıyor şu dünya hayatında ,tek başına bir insan olduğunu hatırlamadıkça ,karşısındakininde insan olduğunu algılamakta güçlük çeker ve sorun kedilerini ayırmışlar arasında toplu olarak bir ego hastalığına yol açar , bu toplumların terapisi ancak İLAHİ bir güçle düzelebilir.
ÖNCE İNSAN............bunu herkes kendisi bulmalı birileri bunu anlatamaz ,sevgiler saygılar.........
Tarihini bilmeyen kendini de bilemez. Atalarımız ağır silahlara karşı İnanç ve Îmanları ile savaşarak baş etmiş düşmanlarıyla. Gençlerimiz avrupaya özenmek yerine bunları bilse, Mevlânâ'yı tanısa meselâ manevî yönden de kendini yetiştirecek ve işte o zaman o İlâhî güç yanımızda olacaktır. Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Tarihini bilmeyen kendini de bilemez. Atalarımız ağır silahlara karşı İnanç ve Îmanları ile savaşarak baş etmiş düşmanlarıyla. Gençlerimiz avrupaya özenmek yerine bunları bilse, Mevlânâ'yı tanısa meselâ manevî yönden de kendini yetiştirecek ve işte o zaman o İlâhî güç yanımızda olacaktır. Teşekkürler. Selam ve sevgimle.
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.
Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.