1
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2010
Okunma
Afrika’nın kara bağrında
Kara renkli, kara bahtlı insanlar,
Kırık dökük ümitler,
Paramparça yürekler,
Kendilerine uzanacak dost eli bekler.
Açlık, susuzluk,
Hastalık tuzu biberi hayatın.
Tabiat acımasız, hayat öylesine zor,
Dünya sağır, dünya kör!
Şampanyalar patlar gece kulüplerinde,
Yıllanmış sömürge kanı içer
Modern vampirler,
Ellerinde kristal bardakları...
Oysa ana kucağı sanarak
Ümitsizliğe koşar Afrika çocukları!
Açlık ve sefaletin dipçik darbeleriyle
Saat başı nöbete kalkar,
Afrikalı yıllar var ki uykusuz...
Atom başlıklı füzelerin gölgesinde
Ve kuş tüyü yatağında
Avrupalı rahat, Avrupalı korkusuz!..
Kozmonotlar, astronotlar
Cirit atar fezâda,
Kırk yıllık dost gibi gider Ay’la kucaklaşır.
Öyle ya:
Uzay programları her derde deva!
Afrikalı her saniye Azrail’le tanışır,
Nasıl olsa ölmek bedava...
Ayak izleri uzar gider meçhûle,
Ay karanlık, yıldızlar sönük.
Güneş öylesine cömert.
Pınarlar sanki küsmüş toprağa
Büngüldeyip çağlamaz.
İnsanlar kan ağlar da Afrika’da
Vicdanlar bir kez olsun ağlamaz!..
Ey kara toprakların kara bahtlı insanları,
Bekleyin!
Alnınıza güneşi, yüzünüze ay’ı
Ve avuçlarınıza yıldızları koyacağım...
‘Babalar ağlamaz’ dese de oğlum,
Bu gece
Sabaha kadar ağlayacağım.
Ey Kâlû Belâ’da tanıştıklarım,
Söz olsun!
Göz yaşlarımla sileceğim
O kara bahtınızı
Ve anamın ak sütü gibi olacak
Alnınızdaki yazı...
Bestami YAZGAN
5.0
100% (2)