5
Yorum
1
Beğeni
0,0
Puan
1060
Okunma
geldiğimde gitmiştin
kalın bi çizgi çektim
geçmiş de sen de yittin
karanlığın altında
eline aldığın valizinde götürdün
noktaları da beraber
bana kalan ne şimdi
uykusuz gecelere vuran
ayazdan başka
kırık aşktan yanık yaraların yanında
elde var güz saatleri
ilenciyle tutuşup yaşanılmayan düşler
tam ortasına salınıyor al öfkelerin
mahcubiyetinde sızlatıyor acısı aşkın
iğde ağacında saklı dilekler solarken
şikayetçiyim gecelerden
gidenlerden
ve hiç gelmeyenlerden
tevekkeli değil
içimde kıvranan bu
anlaşılmaz duygu
istesek de istemesek de
nafile
biraz daha yaşlanıyoruz
salladığımız ellerin ardından
ıslak ve yalnız
bile bile gelmeyeceğini
bekledim bunca yıl
her girdiğimde kapıdan
işitirim sandım eteğinin hışırtısını
laleler büyüttüm saksılarda
dönüşüne açsın da renklensin diye
ıssızlığa itilmiş odaların duvarları
ağlayan bir ev bilir misin sen hiç
hayır değil mi
iyi o halde öğren
soldukça menekşeler sensizliğin susuzluğuyla
döküldükçe goncası birlikte ektiğimiz çiçeklerin
yüzüne kapayıp çatlayan ve kırışmış ellerini
hıçkıra hıçkıra çürüdü bu ev de
içinde benimle
ve ben
eskilerimi eksilterek hayatımdan artık
nev baharlar biriktiriyorum yüreğimde
gidişler bitişlere olmasın
ömrüme başlangıçlar dolsun diye
ne zaman gelsem
gitmiş oluyorsun
elimde hep o kara kalem
çizdikçe çiziyorum
atilla güler