1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1426
Okunma

Yar…
Ne kadar
Söylemek istesem
Ruhumu hicrana gark eden
Nazarlarından çekinmeyi
Bir yenebilsem
Bakışlarında ki cevaptan
Kalbi yakarışlarımı azat edip,
Sürur içinde sevinsem
Hiç kederlenmesem,
Derd-i gamıma yenilmesem,
Elemin eşiğinde gözyaşı dökmesem
Şimdi
Kalbime ne söylerim
Yâd eden ahımı
Hangi nefese anlatırım, neden
Bir ömür hasretinle ağlarım
Yüreğime taş basarak,
Sabır sahrasında yalnızlığıma
Kanarak niye yakarırım
Gönül görmek ister,
Hal, kalin için nöbet bekler,
Hicran ruhumdan sökün eder
Gel dedim,
Sen hiç gelmedin
Sesimi duy dedim,
Fırsat vermedin,
Her vakit içimden
Hüzün rüzgârı estirdin
Firkatine erdirmedin,
Ram olan kalbi hislerimi
Bir nebze olsun
Duymak istemedin
Bu kadar mı lanetliydim,
Hastalık zerk eden bir nefestim,
Ahımı sen hiç düşünmedin
Mevsimler
Suskun ne söylüyor
Sineme sökün eden hazanı
Kimse şerh edemiyor,
Sessiz çığlığım figan ediyor
Artık beklemek
Yüreğimi dağlıyor, işittiğim
Ses bir ürperti veriyor,
Umut dinmiyor
Göçüp gitmek kimi vakit
Çok yakın geliyor,
Düşen yaprak
Sanki halimi resmediyor
Toprak
Şimdi çok çekiyor
Kuşlar kanatlandıkça
İçim gidiyor, yerde gezinen
Karınca ruhuma sesleniyor
Antik hülyalar,
Terk edilmiş duygular,
Kopup giden yakarışlar
Çok yakın geliyor
Vakit hesaplaşmayı önceliyor,
Saklı umutlar niye
Edebin suhuletine sığınıyor
Sessizce
Avuçladım toprağı
Halimin fakirliğine
Mütebessim bir şekilde yağan
İbretli kar’ı ve esen fırtınayı
Hissettiğim samimi duyguları,
Latifleşen ruhumda ki
Firkat anını sukut eden o yarı
Yüreğimde dinmeyen narı,
Alıp götüren hicranı ve sessizce
Hüzün zerk eden hissiyatı
Mustafa Cilasun