7
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1527
Okunma

ne çok can çekiştim
aşkın ve ben yüzükoyun
koyun koyuna
türlü hayâl türlü oyun...
hangi açısından baksam
ışıklı bir yoldu zaman
ufkunda
hüzme hüzme daralan
döne dolaşa konik
karanlık uçlarında beynimin
aydınlanırdı yüzün
resimler canlanırdı ikonik...
kolların kollarımca
kar yağınca dağlara,
bahar iner ovalarına
bir zeytin fidanı
dal verir iki yana
dağ yelinde
kuş sevincimdi kanatlanan
hangi yasak cennetin meyvesi
hangi bağın gül ağacıydık
adı konulmamış ülke
Kafdağı’nın ardı mı
yoksa ötesinde miydik göğün
hangi gerçek zamanda
hangi esnek mekânda
düş mü, rüyâ mı, masal mıydı;
adı var, aslı yok
aslı var nesli yok
tanımsız bir afet, aşktı bu...
sendin ebr-u Nisan
sendin bulutları y/ağdıran
ah sevgili
yoksa ağlıyor musun
güldüğünü çok gördüm
ağladığını görmedim hiç
dalarsam düşlerine
sürüklenir giderim...
bıraktığın yerde kalsın
uzatma ellerini!
yanağımda gül sıcaklığı
kurumasın zeytin ağacı
bendeki dal kırık
özden yağan dinmek bilmez
bitimsiz bir hıçkırık
kirpiklerin ıslansın
gül yansın
kül kalsın!
hangi açısından baksam
ışıklı bir yoldu zaman
daralan ufkunda konik
ay ışığında yüzün
aşk nezlesiydi kronik...
Şaban AKTAŞ
16.05.2009
(agss)