13
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1973
Okunma
Yıllar gibi geldi bana zaman
esrik rüzgarlarla uzaklaşan
gül dalında gözlerim
gece kararmıştı gök yüzü
mehtabı kesiyordu halelerin
ve ben uzaktan çaresizdim göremedim yönümü
kaldım dizlerimin dermansız dikilişlerinde
hüzün kaplıydı sema
rayihasını vermedi güneş çaldığı şafaktan
gemiler getirmedi yüklerini baktığım uzaktan
Sır geçti önümden seferler başı boş
kapılmış büyüsüne onsuzluğun
titredi her bir dudak çarparak diğerine
aradı ıssız kelimeleri
sen düşük mısralar düşürürken
bir gonca soluyordu gözlerimde hilali
eş zamanlı titrerken kalbim
tüm serçeler küskün duruyor şimdi
her şey, içim, dışım başı boş
Son virajda kavuşurken sürüye
ıslak yollarda kayıyor ağaç dalları
uzanıp o kara şehirde
isinden şekil bırakıyor eski lamba
gün gebe şişiyor bıçak keskisi aşa
bir temaşayı gül çıksın diye
Ve gül üşüyor uzakta sessizce titreşerek
kayboluşunu izliyor yoksun yoksun geceyi
doluyor bülbülün gözleri kıskanarak bulutu
umut düşüyor gözlerinde
gök kuşağı alıyor her yanı
sen çıkıyorsun ufak ufak
Uzak diyarımda dolaşıyor semazen ruhum
sevgisinde kelebeğin
işte bak sensiz uzak düşüm
05-01-2011
Hayrettin Şahin