0
Yorum
2
Beğeni
0,0
Puan
1279
Okunma
anne
uykumun iştahı yok
ne zaman seni düşünsem
hiddetle çarpıyor yüzüme rüyalarımı
kıskandığından olsa gerek
gelir gibi yapıp kalmıyor gözlerimde
hani desem ki
evvelden beridir sever beni
lakin
hiç uzun süreli beraberliğimiz olmamıştır
geçen çarşamba
dışarıda sağanak bir yağmur vardı
bende saatlerce yürümüştüm
yine tüm yön ezberlerimi unuttuğum bir gündü
akşamın karanlığına süzülen yaşları
gizleme gereği bile duymamıştım
nasıl olsa yağmur alıp götürüyordu
henüz çapaklanmamıştı dilimde
ve
yol boyunca ilerlerken arabalar
kaldırımlarda hızlı adımlarıyla insanlar
babaannemin çiçekleri aklıma geldi bir anda
bu perşembe
yeni bir durum keşfettim bende
ne zaman çiçek görsem
babaannemin kokusu doluyor ciğerlerime
işte o an heyecanlı bir merhaba diyorum usulca
anne
on gün öncesi olabilir
şiir yazmak için büyük kareli defterimi alalı
sayfasının ortasından iki dal kopardım önce
sonra
ikinize bir mektup yazmayı düşündüm
sevgi dilekleriyle başlayan
özlem satırlarıyla biten
bilirsin
güzelliği seven bir insan oldum
bu yüzden çiçekler çizdim kenarlarına
ancak
tüm renkler içinde
sizi görmeyi arzuladım
ve
içlerini boyamadan bıraktım
anne
dün öğle vakti gezerken sahilde
kuşlardan biri iniverdi yakınıma
babaannem yine geldi aklıma
kızım derdi muhabbet kuşuna
ve
bir gün öldüğünü haber verdi
kızını öptüğü dudakları titriyordu
tek kelime dahi bulamadım
teselli etmeyi isterdim
ne yazık ki
kalakaldım öylece
dün gece
kendi sesimi dinlediğim vakitlerde
geçmiş denilen pencereden baktım
her düşmelerimin ardından
ısrarla iyileşme çabalarım
sanki
bugün biraz daha büyüdüm