3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1784
Okunma

Öyle bakmayacaktın, eritici nazarla
Leblerimden lebine, akmak geldi içimden
Engel mani koysanda, kaş çatarak azarla
Hudutları o anda; yıkmak geldi içimden
Eşgalin bir çiçektir, arı saydım kendimi
Bal böceği ne yapar ?... çiçek adı dendi mi
Nektarına meyl’etmiş, taşırmışım kendimi
Ece arı köşküne çıkmak geldi içimden
Gözünde ki manâyı, gözüm ile çözmüşüm
Nerde, nasıl, ne zaman sözüm ile üzmüşüm ?
Gönül gözemde aşkı, özüm ile süzmüşüm
Kâkülüne al güller takmak geldi içimden
Kelebeğe; şuadan, denilir mi geç gayrı
Bunun adı; düpedüz karanlığı seç gayrı
Avcın fethine çıkmış, sen; sen olda kaç gayrı
Gemileri topyekün yakmak geldi içimden
Buselik bir güftesin, asudece akarken
Uhrevi bir ateşsin, alp sinemi yakarken
Maşuğunu cezbeden, misk-i anber kokarken
Hapseyleyip kalbime tıkmak geldi içimden
Çetin KILINÇARSLAN - 11 .06. 2011
Leb ; dudak
Nektar ; çiçek usaresi, öz suyu
Ece; Kraliçe
Kâkül; Alna dökülen saç, perçem
Şua ; ışık
Buselik; öpülecek olan, Sanat müziğimizde bir makam
Uhrevi ; manevi, ruhi alem
5.0
100% (3)