5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1397
Okunma
Öncesini unutmadan
sonrasını da anlatmak isterdim
anılar defterinde yüreğimin…
Hayal meyal belleğimde
dizlerine oturup
başımı yasladığım göğsünde
saçlarımı okşayan ellerin
- eksik kalmazdı hikâyemiz
vakitsiz çekilmeseydi kıyılarımdan gözlerin-
Bir kuyunun
derinliğine bakar gibi bakıyorum
çok uzaklarda kalmış
bir yakınlığın anısına
Yaşananlar
kaybolup gitmiş gibi geliyor insana
ama öyle değil
geri gelen zamanın tortusu
suyun siyah aynasında…
İçimde derin bir burkuluş
yüzümde keskin keder
öksüzlüğümü söylüyor
bakışlarımda kırılan cümleler
- üveyliğim şahit-
Nasıl bir açlıktır bu?
Gülüşünü gözlerinin içine doldurarak
bir kerecik kızım demen için,
kokuna, sesine, sevgine yangın
ah! Nasıl bir susamışlık?
Sana yakınlaşmak için kaçtığım insanlar
tabiatın koynunda
seni bulduğumu anlamadılar
Bir sen anladın
birde, bahçenin orta yerindeki koca çınar!
Aynı yaştaymışsınız ikinizde
annem dediydi
dedem ekmiş fidanını
toprağın bakır rengi göğsüne
oğluma yadigârdır diye…
Nereden bilirdi?
Kara haber müjdecisinin
altı yaşına geldiğinde
konacağını yüreğine
Nereden bilirdin?
Kaderimizin aynı koşut yazgıyı
kazıdığını alnımıza…
Bu yüzden
hislerim kırılgan, hikâyemiz eksik
donmuş gözyaşları yüreğimin…
A.İlayda Beydemir
5.0
100% (6)