4
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1640
Okunma

as
içimde körüklenen ateş
ve siyaha çalan itirazlarım varken
bir su düşüymüşüm meğerse
ateş
tenime değmeden evvel
pan oldukça uzun ölüyormuş meğerse
o yüzden mevsimler
ikide bir değişip duruyormuş
rua
şehri
seslerden anlıyorum
kalabalığın betona oranından çıkarıyorum
kutsal ilk yaz cıvıltılarını
depremlerle tehdit edilen ve
bombaya sarınan bir şehrin
ne ihtiyacı olsun ki
kuş evlerine
bu yüzden
yüzüme ıhlamur ağaçlarından bir peçe takıyorum
erguvanlarla tezyin edilmek dileğindeyim artık
bir su düşü daha görmeye
takati yok rüyalarımın
dam
kıyımıza vuran nece bir şarkıdır
bu neyin hecesidir sevgili ki
birazcık ot kokusuna ruhumuzu satasımız geliyor
bu deniz seni esretmemeli
bu yakamoz sana ışımamalı
hırlı bir yeryüzüne hırsız olarak gelmek
seni aldatmamalı sevgili ki
birazcık ten tortusu beni
senin uykundan azad etmez aslında
ufalanmasın kalbin
hiç olmakla piç olmak
aynı şey değil midir zaten
kozmolojik kamusta
jack
çok yakışıklı bir olgudur ölüm
incecik kızların aklını başından alacak kadar
sızlamayan hiç bir yerimiz kalmaz ölümü düşlediğimizde
bizden biraz kan biraz avuntu biraz düş süzmesi de
bu yüzdendir azrailin
hangi iksirle yakaracağım şimdi sana
hızıyla başımı döndüren gri chevroletim
beni bir albız almasına bırakıp
teolojik çıkarımlarla ense kökümü yuma
çok yakışıklı çıkıyorum
seninle çektirdiğim her fotoğrafta
içime ışıl ışıl bir tabut salla
zira
benden âlâ sin bulunmaz sana
ten
sendeki bu ziyan yüz ifadesine
bir kırgız destanında da rastlamıştım
emmek gelmişti içimden o sıra
dünyanın damarlarını
her kırmızı lambada
durup
her yeşilde çilingir kuran
halkların kardeşliği adına
sana bir beyaz bayrak sallıyorum
ey yar yüzünün pembesi
beni kiralık bir otacıyla
medite et
ve uzun akşamlarda çıkma asla
sıcak yatağımızdan
su sun
sus sun
susuş sun
ki
sussun
susuşun
ve
suya
benzeyen
usun..
@..
yirmialtımayısikibinonbir
Şükrü Özmen
5.0
100% (4)