13
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1666
Okunma
Sesler karışıyordu tan’ın en erkeninde
Gelmişti misafirler köydeki meskenimde
Her bir kafadan bir ses yazma takmış kadınlar
Önce hal hatır sonra sevgiyle günaydınlar
Annem maya kalmamış köylülerle gidiver
Daha akşam olmadan maya’yı getiriver
Güneş açmıştı her yer sıcak ışıldıyordu
Çorak yokuş aşağı kadınlar gidiyordu
Tutmuştum kardeşimin sıkı sıkı elini
Üflüyordu haziran sımsıcacık yelini
Birden orman belirdi ağaçlar kenetlenmiş
Yetişmiş dallarında envai çeşit yemiş
Sincaplar zıplıyordu ağacın dallarında
Baharlar gizlenmişti çiçeklerin alında
Bülbüller şakıyordu cennetin türküsünü
Kuşlar anlatıyordu bitmeyen öyküsünü
Aşağı sarkan dallar yeşil yeşilin dengi
Bu kadarmı yakışır toprağa kahverengi
Tabiat sunumdaydı öyle el pençe divan
Saklamıştı ağaca arılar bir kaç kovan
Öndeki birkaç kadın şarkı mırıldıyordu
Gökte neşeli güneş başka parıldıyordu
Köye olan seyahat bir kaç saat sürmüştü
Taş ve topraktan evler nihayet görünmüştü
Köylüler yarıştaydı misafire ikramda
Bu kadar çeşit yemek görmemiştim bayramda
Yerlere yayılmıştı çifter çifter döşekler
Evlerin ahırında anırırdı eşekler
Tavuklar gıdaklıyor horozlar ötüyordu
Patır patır yürüyen civcivlerden bir ordu
Herşey bir yana amma bir garipti çocuklar
Ellerinde ahşaptan topraktan oyuncaklar
Kendisi sunar gibi yörenin libasını
Tek onlarda bulursun dostluğun en hasını
Hurra diyerek birden koşuştuk bahçelere
Ağaçların dalını boş görmedim bir kere
İstila etmişlerdi kapkara renkli dutlar
Dalları kırıyordu çocuk yüzlü haydutlar
Aldanmış uyuyordum oyunun neşesine
Güneş battı kapıldım korku endişesine
Koşarak kardeşimin gidip tuttum kolundan
Dünya renk değiştirdi kara zifiri zindan
Adımlarım hızlandı kalbim güm güm atıyor
Güneş tüm haşmetiyle son bir hızla batıyor
Durup bir soluklandım derenin kenarında
Bir köşeye sinmişti birkaç inekle manda
Zifiriydi karanlık göz gözü görmüyordu
Titriyordu dizlerim düzü ters örüyordu
Dik yokuşu inmiştim çıkmam gerek yukarı
Ne diye köye geldim beni şapşal soytarı
Kardeşim ağlıyordu iç çekişini duydum
O köyden ayrılmakla kurnaz şeytana uydum
Boynumdan çıkarmıştım yavaşça tesbihimi
Kulak ardı etmiştim annemin tembihini
Hızla yokuş yukarı koştururken son hızla
Okuyor okuyordum ayetleri çok fazla
Beynimde fırtınaydı gözlerimde sağanak
Birtek ay parlıyordu semada revnak revnak
Kulaklarım es geçti uğuldayan sesleri
Melekler fısıldadı haydi haydi ileri
Korkudan heyecandan terlemişti ellerim
Kardeşime seslice demiştim ALLAH kerim
Babamın yaktığı o gür ateşi görmüştüm
Kalbime sevincimin kaymağını sürmüştüm
Büyük şaşkınlıktaydı o gün babamla annem
Artık cennetimdeydim yok olmuştu cehennem
Köylüler belirmişti meşale ellerinde
Sanki boğulmuşlardı gözyaşı sellerinde
Büyük bir ders vermişti akılsızca kaçamak
Tüm ailem yanımda ne güzeldir yaşamak...
şehristan
5.0
100% (10)