0
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1592
Okunma

Olayın üzerinden çok geçmeden hafızın ortakları vazgeçmişler işten
ve yine sükûtu hayâle uğrayıvermiş delikanlı...
Bir tuhaf genç adam
“Çiğ Süt Emmiş âdem Muhabbetleri – 1”
Zekiymiş çok zekiymiş hem de
Kur’an-ı tüm çocuklardan önce ezber etmiş
Babası imamdı mahalle camiinde
Büyük bir cemaatin yetiştirdiği
Değerli talebelerdendi.
Bir abisi birde ablası vardı
Tüm ailenin eli yüzü güzeldi
Ama Hüseyin’in yüzü başkaydı
Yusuf peygamber gibi görenleri
Etkiler, çoğu hanımları büyülerdi
Eli az biraz kalemde tutardı, arada yazardı
Kalemi kuvvetli değildi ama kelâmı iyi ederdi
Kimlerle tanışsa çabucak güvenlerini kazanırdı
Kütüphanede tanışmıştık
Cemaatin görevlisi olarak oradaydı
Bir tiyatro oyunu yazmaya gayret ederken
Eksik kitaplara bakmaya çıkmıştım, tanıştık
Aramama yardımcı oldu, sonra ilgilendi
San’at işlerine meraklıymış epey
Anlattı, dinledim, sorular sordu
Cevapladım ilgiyle dinledi
Sonra bırakmadı peşimi
Çalıştık bir dönem
İş bitti ara verdik
Fazla görüşemedik
Zaman zaman karşılaştık
Saygıda kusur etmedi
Ama hep huzursuzdu
Gergindi, arayıştaydı
Bir dönem kendi hâline bıraktım
Karışmadım, aramadıkça aramadım
Sonra baktım ki ne işe girse yarım kalıyor
Sabrı yok, hep bir acele işlerinde
Hemen sonuca ulaşma sevdası
Bizim muhit yeni gelişiyor
İki yıl olacak ilçe olalı daha
Bir kayın biraderim var, hanımın küçüğü
Çalışkan ve hırslı bir âdem. Aramız çok iyi olmasa da
Sever sayarız birbirimizi yine de, eksik olmasın.
İzmir’de yaşarlardı karı koca. İkisi de doktor.
Küçük gelmiş şehir, bir dostunun kliniğine ortak oldu önce
Sonra ailece taşındılar İstanbul’a, bir şubede mahallemize açtılar
Personel lâzım tabii, kayınbirader tayiniyle geldi
Gündüz hastanede görevli, mesai sonrası kliniğe geliyor
Güvenilir birilerini sordu, Hafız boştaydı o günlerde
Tanıştırdım, hemen kaynaştılar, anlaşmışlar
İşe başladığını bile haber vermedi kerata
Bıraktığında, daha doğrusu kazık atıp gittiğinde de
Haberim olmadı, hanımdan duydum, şaştım kaldım
Kayınbiraderin ortağı çok ilçede şube açmış meğer
Başka başka ortaklarla, kazandıkça kazanmış
Hırs girmeye görsün insanın kanına
Canı gidecek bilse uğraşır hâlâ
Biraz daha kazanayım diye
Sonları sanmam ki hayr’olsun
Bir ara kayınbiraderler yemeğe gelmişlerdi bize
O gece anlatmıştı, klinikten başka bir de
Hastane açmayı düşünüyorlarmış
Bunun içinde finansör, ortak arayışları varmış
Kayınbirader kliniğe ortak olmak için babadan kalma evi
İpotek ettirip banka kredisi çekmişti, ödüyorlardı borcunu
Yeni kredi almak borcu kapatmadan kolay değil tabii
Etraflarına bakarlarken
Bizim hafız delikanlı tanıdığı zenginleri davet etmiş
Allem etmiş kalem etmiş işe ortak olmaya razı etmiş
Yeni kurulacak hastanenin müdürlüğünü de garantilemiş
İşin üzerinden de kendine yüzde beş komisyon almış
Hadi burası normal ticarette komisyon olur elbet
Ama bizim kayınbiraderi çıkartmışlar aradan
Düpedüz ihanet etmişler adamcağıza
O adamda bize itimadından işe almıştı
İyi de maaş vermişti çocuğa
Daha ikinci ayı dolmadan
Böylesi bir edepsizlik
Morali çok bozulmuş
Ketum adam bana söylemedi
Hiçbir şey demedi, ben aradım
Gittim yanına, dinledim. Sonra
Aradım arsızı, ağzıma geleni söyledim
Özür bile diletmedim, kapattım yüzüne
Kayınbirader “ enişte gerek yok ” dese de
Alamadım hırsımı, hanımda üzüldü epey
Geçen gördüm ahkâm kesiyor bir yerde
Çağırdım yanıma, geldi, başı önünde,
“ Buyur hocam ” dedi. “ Yok ” dedim ben değil,
“ Sen buyur, her şeyi en iyi sen biliyorsun madem ”
Susuyor, konuşmuyor, yüzüme bakamıyor
Önce sağdan patlattım tokadı, bir adım geri gitti, şaşırdı
Dudağı kanamış, millet hareketlendi bir an
“Kimse karışmasın” dedim, yüzüme bakınca
Bir tokatta soldan patlattım. Çömeldi olduğu yere
Yazıklar olsun diyebildim sadece.
O kaldı öylece, arkadaşları geldi yanına
Baktım kayınbiraderin büyük ortağı sesleniyor
Oda ayrı eşek ya neyse, döndüm
“ İki tokatta sen mi istiyorsun? ” dedim
Cevap vermedi. Ardıma bile bakmadan çektim gittim…
03.05 – 10 Mayıs 2011 / İstanbul