0
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1776
Okunma
Bir saniyelik düş göğsümde aşk
Kurşun ağırlığı yaşlar gelince,
Tebessüm yüzümde emanetmiş
Eriyen zaman, tükenen hayat
Sunulan matemi anladım
Koskoca yaşam
Bir nefes kadar kısaymış
Zemheri sıcaklığında bir damla ter
Şakağımdan göğsüme iner
Yakar, eller kor gelin gibi tenimi
Ses gürce, özgürce bir çığlık çıkar içimden
Saklanır, pinekler bir yerlerimde aşk
Gençliğimden eser kalmamış gibi biter
Başlangıç, sonum kadar kısa
Nefesim, ah sesi kadar sessiz
Koca ömür bir ölüdür içimde
Çehrem, isyanı saklar
Göğüs kafesimi tel tel eder
Dilim, dilim keser beni, aşk
Ayrılık, ölümle cana aktıysa
Kış, zamanı tüketen zemheri ayazı
Göğsümü kristal buz tutturur
İkinci baharı yaşatmaz göğüs kafesim
Gördüğüm düşler beler beni
Ak gerdan altında uyutur ninnisiz
Çığlar, çığlıklarıma karışır örter üstümü
Kavuşmak başka dünyada kaldı bahara
Belki bu yüzden göstermez gönülde yazı
Zemheri ayazı ocaklarda, saf gönül pişer
Buğular, kırlara yayılır saf esans gibi
Destursuz girer sevdalı gönüllere aşk
Cellat misali hal bırakmaz
Vurur kılıcını kalbime
Gönül secdeye eğilmiş baş gibi düşer
Kibar HASAN ..........04/05/2011
5.0
100% (1)