13
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2268
Okunma

Esmer, karşıma çıktı bir barda.
Baktım biraz zorda.
Başı kalmasın diye darda,
Davet ettim masama.
Kadehleri saymadım,
Belki beşti, belki yedi.
Olmuştu bizde kafa iyi.
İki çıplak yakışırmış hamama,
Esmer getirdi bizi tamama.
Derken bir birimize ısındık.
Konuştukça çıra gibi yandık.
Barın kapanmasına zor dayandık.
Esmer, usulca girdi koluma.
Düştük birlikte evimin yoluna.
O’na bir çay demledim.
O anlattı ben dinledim.
Konuştukça gönlümüz kaydı.
İçtiğimiz birer bardak çaydı.
Daha küçükken yaşı,
Anlattı üvey babasının ettiği işi.
Evden kaçmıştı,
Bir yuva kurmakmış düşü.
Paylaşmak istiyordu benimle,
Bir lokma ekmeği, bir tabak aşı.
Gönül bir kere pırpır etmişti.
O iş orada bitmişti.
Uyanınca ertesi gün,
Boğazıma düğümlendi bir düğüm.
Yar mı?
Ar mı?
“Duvarı nem, yiğidi gam yıkarmış”
Beni de kuşku yıkıyor.
Keşkeler ilmik olmuş, boğazımı sıkıyor.
Yazgı kara olunca,
Söz düşmezmiş kula.
Gönül dengini bulunca,
Âşık olurmuş bir dula
Esmer sözünün eri çıktı.
Bütün korkularımı yıktı.
Bütün kuşkularımı,
Aşk ateşinde yaktı.
Ar demedim, yar dedim.
Dostlar bir akıl verin,
İyi mi ettim, kötü mü ettim?
___Mehmet ASLAN __
___Sarayköy,17.04.2011___
5.0
100% (7)