Hani vardır ya
Hüzünlerin karıştığı limanlarda
Uzak diyarların yalnız adamı
Izdırap dolu kaybolmuş benliğim

Hani vardırya
Kar yağdığı zaman
Beyazlara bürünür dört bir yanın
Bastığın yerde ayak izin kalır
Alırda götürür bir boşluklara atar seni

Hani vardır ya
Yağan yağmur sonrası
Adamı sırıl sıklam eden
Dört bir yanım deniz derya
Sel olur akar gider gözyaşların
Durmaz bir bahar sonrası
Karışır dalgalara

Hani vardır ya
Bir poyraz eser durur
Gün batımında
Dökülür yapraklar son bahar ayazında

Hani vardır ya
Gece bir yarısı kapı çalır
Ansızın çıkarsın karşına
Puslu camlardan bakarken
Hıçkıra hıçkıra ağlayarak
Yolunu bekleyen bir adam gibi

Hani vardır ya
Yol kenarı kırık cam parçalarıyla dolu
Yerde kan izleri paramparça yürek
Dağılmış el pençeleriyle toprak kazarcasına
Bıçak açmaz ağzını yıkılmış harabe beden
Her gece yarısı gözünde iki damla yaş dökülen
Limanı terk etmiş geminin ardından
Bir garip adam gibi
Bakar bakar dururum...
Hüseyin yanmaz
26/03/2011