3
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1420
Okunma
Bir kanadı kırılmış, yavru bir serçe gibi
Kaf dağında üşüyen, Zümrüd-ü Anka kuşum.
Gönüller âleminde, mefrûşâtı aşk ile
Kaf dağını döşeyen, Zümrüd-ü Anka kuşum.
Gören dilini yutsun, güzelce bir örtün de
İzini sürdüm durdum, seksen ilde Bartın’da
Sevdâya dûçâr olup, hamal gibi sırtında
Kaf dağını taşıyan, Zümrüd-ü Anka kuşum.
Ancak çekenler bilir, budur en acı yara
Terâzi tartmaz onu, aşkta olur mu dara?
Durma bir an önce gel, zulmeti yara yara
Kaf dağında ışıyan, Zümrüd-ü Anka kuşum.
Ser ayağın altına, ben olayım türâbı
Hem içtin hem içirdin, sonunda aşk şarâbı
Gök kuşağı misâli, andırırsın serâbı
Kaf dağında yaşayan, Zümrüd-ü Anka kuşum.
Ne yersin ne içersin, oradaki aşın ne
Sisli, boralı dağda, hayâlin ne, düşün ne
Sen bir gönül kuşusun, Kaf dağında işin ne
Gönlüm sana âşiyan, Zümrüd-ü Anka kuşum…
Hanifi KARA
5.0
100% (6)