Başı boş dolaşıyorsun mum ışığıyla karanlık sokaklarda
Bir şarkı arıyorsan akşamın karanlığında

Sessiz ve mahmur bakışlar arsında süzülen
Göz yaşlarını süsleyen dalgınlıklar

Sanki bin yıllık hüznün son gülümseme faslı gibi
Gelir geçer ölüm göz önünden ir em bahçeleri gibi

Ve sokulur yatağına korkunun iç alıcı heyecanı
Hüznün avlusunda dolaşır gizemli nefesi

Bir burukluk hissedersin dudaklarında yıllanmış şarabın tadı gibi
Bir şeyler düğümlenir boğazında söyleyemezsin

Ve bir buruk şarkı fısıldarlar öteden beri
Dinler ve içine çekersin gurbet türküleri duymuş gibi

Fi tarihli fotoğraflara baktıkça gözlerin dolar
Keklik ötüşlerini duyup ta ağlarsın

İçini bir sancı sarar ölüm sancısı gibi
Hep onu arar ve hep onu dinlerisin

Bir fasıldır hayat dinledikçe dinlenen
Bir fasıldır hayat yaşadıkça tükenir

Murat atmaca