3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1414
Okunma

-yanmayı bilmedin ya bu sözlerimi yakanlar okusun...
sözlerime başlamadan önce gönlümü anlamayan
gönlüne selam eder,hasretimi kavuran yüreğine
bir damla su olsun diye bu satırları kara kara karalamaktayım...
ağlamaklı gözlerimden ağlamayı bilmeyen
gözlerine bir şehladır bu sözler...
uçmayı kuşlardan,öğrendin diyelim
uçurmayı kimden öğrendin...ey bela avcısı !
kavlı kavruk topraklarıma
bir damla su sandım sunduğunu
bilemezdim ayağında gördüğüm çorabı
başıma geçireceğini
çaylak gönlüme,
ustaca manevra yapacağını
köşe bucak suvurup yerden
yere vuracağını bilemedim...
bilemedim,acılar imparatorluğunun
kralı olduğunu,her hamlenle gladyatör
benim dediğini sezemedim
miğferin tamam amma bindiğin atı,
her rehvan gezişinde alnıma vuran toynakları
tanımalıydım...ey gönül tavcısı !
sızlanmıyorum yalnış anlama,saz/lanıyorum
bu benim sevda Türkü’mün nağmeleridir...
mızrap mızrap vuran sazımın sesidir
şu coşan çağlayan değil, gönül kafesidir
hızlı hızlı çarpan sevda nefesidir...anla
ağla...su görmemiş çorağın sulansın
ağla...su görmemiş toprağın yumuşasın
ağla...su görmemiş yaprağın yeşersin
ağla...şu görmemiş yüreğin sevmeyi öğrensin...ey gönül savcısı !
hükmün gönlüme değil,yaktığın ömrümedir...
satırlarıma son vermiyorum/sana bir satır arası bırakıyorum...
ağla ki anlayasın,anlamayı anlarsan işte o zaman
bir şehladır şu dünya...- gelirken ağlarsın,giderken ağlarlar-...
Sanma ki yakarsan,yanmazsın...Ey şehlaaaa !
Selim ADIM