Tilki çok acıkınca biraz etrafı arar
Güzel leziz avların hayallerini kurar

Ormanda gezinirken boz tavşana denk gelir
Kurnazın pis yüzüne şeytani bir renk gelir

Atılıverir hemen kolay lokmadır avı
Tavşan kaçar bozulur bizim tilkinin savı

Az önceki sahneye şahit olunca leylek
İyi avcısın belli tavşandan yedin kelek

Yazıklar olsun sana tavşanı tutamadın
Şöyle şişte çevirip güzelce yutamadın

Tilki leyleğe döner bilgin tavır takınır
Açlığından dem vurup uzun müddet yakınır

Tavşanla benim koşum asla aynı olamaz
Canı için koşanlar yolda geri kalamaz

Sonra leyleğe der ki gel şurada dere var
Çok semiz kurbağalar şişmişler öküz kadar

Sana eşlik edeyim beraberce gidelim
Dostluğu baki kılıp tatlı kelam edelim

Leylek tilkiye kanar daldan aşağı iner
Tilki atlar üstüne yine talihi döner

Tavşan kaçtı kurtuldu leylek tuzağı yuttu
Leylek boşa çabalar tilki avını tuttu

Boşboğaz cehennemde odun yaş der bağırır
Ahmakça laflar eden belaları çağırır

Akil en çok zararı ahmaktan görür mutlak
Kanma sakın Murat’ım olursun tepetaklak

Murat CANBOLAT