Hamza şahlanmıştıki döne döne gidiyor
İki kılıç elinde tozu duman ediyor

Vahşi kasıklarına attı zehirli mızrak
Ve Hamza sendeledi düz üstü oturarak

Dayanamadı Hamza can verdi yere düştü
Kefereler başına sırtlan gibi üşüştü

Bunlar yırtıcılıkta sırtlanları geçtiler
Burnunu kulağını ellerini kestiler

Uhud’daki vahşetin varmı tarihte yeri
Paramparça edildi Hamza’nın ciğerleri

Peygamber amcasına sahabe hüzünleşti
Bedirden bir yıl sonra altı yüz yirmi beşti

Uhud Dağı tarihi Hamza ile anıldı
Göklerde esedullah şehit Hamza yazıldı

Bedir semalarına sorsan Hamzayı tanır
Uhud ki mezar oldu şimdi ondan utanır

Peygamber hüngür hüngür sesiyle ağlıyordu
Bir dağ gibi devrilen Hamza’ya bakıyordu

Müminlerin başında iki cihan serveri
Etrafa nur saçıyor ALLAH’ın Peygamberi

Musabbin Umeyir de şehitler arasında
Telaş yaşanıyordu definler sırasında

Kefen bile yok idi şehitleri örtecek
Rabbim sizin hesabı ahirette görecek

Peygambere söz verdi yerine getirdiler
Onlar ALLAH yolunda şehadete erdiler

Sana selatü selam sevgili Peygamberim
Hasan günahkâr bir kul şefaatin dilerim.

Hasan TATAR
İZMİR