1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1365
Okunma

Ne kadar
Söylemek istesem
Ruhumu hicrana gark eden
Nazarlarından çekinmeyi bir yenebilsem
Bakışlarında ki cevaptan kalbi yakarışlarımı
Azat edip, sürur içinde sevinsem
Hiç kederlenmesem,
Derd-i gamıma yenilmesem,
Elemin eşiğinde gözyaşı dökmesem
Şimdi
Kalbime ne söylerim
Yâd eden ahımı
Hangi nefese anlatırım,
Neden bir ömür hasretinle ağlarım
Yüreğime taş basarak,
Sabır sahrasında yalnızlığıma
Kanarak niye yakarırım
Gönül görmek ister, hal,
Kalin için nöbet bekler, hicran
Ruhumdan her an sökün eder
Gel
Dedim, hiç gelmedin
Sesimi duy dedim, fırsat vermedin,
Her vakit içimden kara trenleri geçirdin
Firkatine erdirmedin,
Ram olan kalbi hislerimi bir nebze
Olsun duymak istemedin
Bu kadar mı lanetliydim,
Hastalık zerk eden bir nefestim,
Ahımı sen hiç düşünmedin
Mevsimler
Suskun ne söylüyor
Sineme sökün eden hazanı
Kimse şerh edemiyor,
Sessiz çığlığım figan ediyor
Artık beklemek yüreğimi dağlıyor,
İşittiğim ses bir ürperti veriyor,
Umut dinmiyor
Göçüp gitmek kimi vakit
Çok yakın geliyor, düşen yaprak
Sanki halimi resmediyor
Toprak
Şimdi çok çekiyor
Kuşlar kanatlandıkça içim gidiyor,
Yerde gezine karınca ruhuma sesleniyor
Antik hülyalar, terk edilmiş duygular,
Kopup giden yakarışlar çok yakın geliyor
Vakit hesaplaşma vaktini önceliyor, saklı
Umutlar niye edebin suhuletine sığınıyor
Sessizce
Avuçladım toprağı
Halimin fakirliğine mütebessim
Bir şekilde yağan ibretli Kar’ın
Ve esen fırtınayı
Hissettiğim samimi duyguları,
Latifle şen ruhumda ki firkat anını
Sukut eden o yarı
Yüreğimde dinmeyen narı,
Alıp götüren hicranı ve sessizce
Hüzün zerk eden hissiyatı
Mustafa Cilasun