Ne olur sorma halimi öyle,
Boş işlerimin seferindeyim.
Ben dahil dünya ehillerinin,
Tek tek hepsinin kederindeyim.
Sabahı günah, akşamı tövbe,
Yorulmuş kalbin köhnesindeyim.
Nede duygulu bir kulum öyle,
Anlatılmaz hallerin özetindeyim.
Düşeceğim sessiz ol yavaş gel,
Bİr dağın en zayıf tümseğindeyim.
Gaflet perdesi nede incedir,
Dolanmış beraber gezinmekteyim.
Sırtıma binen kulluk yükünün,
Eğilmiş altında ezilmekteyim.
Etlerim kemiğime asi gelmekte,
Her gün bir parça bölünmekteyim.
Her günah bir iğne, ucunda zehir,
Her gün sayısız delinmekteyim.
Deniz olmuş dünya suyu günahtır,
O suyun dibinde yüzünmekteyim.
Ahiretmi dünyamı seç birini,
Ordanmı burdanmı gerinmekteyim.
Allah’’ım halimi sen görüyorsun,
Her gün arzumu söylemekteyim.
Kalbime ne koyarsan koy artık,
Her an affını beklemekteyim.
Şu Aktaş’ın küçük eski evinde,
Boş hayaller ile sevinmekteyim.

Misali