3
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1700
Okunma

Yar…
Ne vakit susmuşsam
Sessiz çığlığımı yudumlamak
Zorunda bırakılmışsam
Bir maslahat adına yeri ve zamanı
İçin sabrın vecdine sığınmışsam
Kanaatin sahrasında soluk soluğa kalmak
Adına gözlerimden yaşları bırakmışsam
Yeter
Artık demeden
Ruhumu bizar eden bahaneleri
Vesileler görmeden
Kalbi lahzaları aşkın şiarına sunup,
Nefsi tuğyanların içinde belenmeden
Ömür denen ihsanı, can denen heyecanı,
Aklın cebreden fırsatını, idrake erdirmeden
Ölümün diriliş anını deruhte etmek,
Aşk iksirini halin bendinde kal’e dönüştürmek
Uzvun
Ne günahı var
Bihakkın ehliyet sahibi olman
Vaktine kadar emanet edilen sadıklar
Ne vakit mükellefiyetin kalkar,
Akıl ve idrakin sakıt olup hali terk eylediği anlar
Kalp ağlar, ruh kendi mecrasına akar,
Gözlerin şaşkın bir şekilde habersizce bakar
Ne kadar
Korkarsan kork
Ürpertilere idrak ve kalbin
Ruhunun refakatinde tok, hani bekleyen ok
Narı sen davet edersin,
Kar’ın latifliğinden ne kadar habersizsin,
Aşkını göremezsin
Feryadın neye yarar nefesin saikleri
Şaşkın bir biçimde aczine manidar halde bakar
Ne haşyet
Ve ne hayret
Rahmetin ve mağfiretin kadrini,
Aşkın azizliğini, say’ın naifliğini izah eder
Keder, bihaber olan, halinin bendinde
Anlamlaşmayan, nefsine tabi olana meyleder
Dert bin hüzün ile ruhunu irşat eder,
Rahmetin banisi kimdir diye kalbine sual eyler
Neye
İman ediyorsan iyi tanı
İçinde yatan bin bir şüphe uyandıran
Ve nefsi hergelelik yaptıran nazarı
Sesi senden alan, intizara salan,
Aklında tutukluk yaşatan, kalbini yoran belaları
Başkalarından sanma, şahit olduğun
Eşkâllerin maksadını hakikat nazarıyla anla
Mustafa Cilasun