1
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
3123
Okunma

Sen gittin Ankara’nın bağrına sızı düştü
Mihr ü mah suretine hasret kaldı gözlerim
Gamımı gece çayım gündüz sükut bölüştü
Hurufat yangınında ateş oldu sözlerim.
Harf-i tarif gerektir boyunu tasvir için
Endamın kıskandırır dal boylu fidanları
Hasret pınarlarına kuşlar uğramaz niçin
Turnalar taşıyamaz içimde figanları.
Ey mihr ü mah ey hüma desen sensin ruhuma!
Bir kuru selam yolla su serp hasret narına
Ateş senden feyz alır tuz eker mecruhuma
İlhamdır gamzelerin kalemin efkârına.
Saçlarını görseydim geceden kıskanırdım
Avuçlarıma alır koklardım saatlerce
Seher demi gülleri goncayken sen sanırdım
İçimde dua sensin geçilmez taatlerce
Kırk menzil yerde olsan nefesinden tanırdım.
Mihr ü mah koyma darda ömür bitmez firarda
Gitmez yürekten sızın bir gün çık gel ansızın
Ben de sensin her mana can da namus da ar da
Gelişinle kırılsın kolları imkansızın.
Ankara,16.01.2011 İ.K