5
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
932
Okunma
taşlar konuşuyordu bir bilmedik zamandı
su susamışlıktı gözden akıyordu
yolcu yoktu yollar boşalmıştı
ağlamak geliyordu umutlar boşanmıştı
metroda yanlız insanlar geziyordu
marketler ışıklanmıştı
alışverişler boğuyordu
tezgahlar yağlanmıştı
futbol maçlarına gittiler
açılışlar darma dumanlanmıştı
gözler çivilenmişti
petrol sıkıntısı başlamıştı
nerdeydi zamana sahip efendiler
göz ve gönüllerden hicret mi etmişti
takvim kağıtları yerlere saçılmıştı
sinemalarda filmler yoktu
aktörler ölmüştü
yönetmenler çıldırmış
senaristler dağlara kaçmıştı
sadece kameramanlar geziyordu
ellerinde sandviç ekmek
biz oturmuş
tüm bu olan biteni seyrediyorduk
Galata Köprüsü yaşlanmıştı
Eminönü’nden son vapura bindik
dalgalar boyumuzu aşmıştı
kaptan köşküne çıktık
kaptan izne ayrılmıştı
dümen dönüyordu kendi kendine
iki kişiydik bekleme salonunda
birbirimize baktık
öylesine
öylesine anlattık olan biteni
kendimize sırf kendimize
masal olsun diye
5.0
100% (5)