20
Yorum
1
Beğeni
5,0
Puan
1928
Okunma
……………………………………………………………………………………………………………..
Derdi
Nasıl yas çekmesin bu garip gönül
Geçim derdi gönül derdi dil derdi
Bülbül oldum boş dikenli bağlara
Gonca derdi sümbül derdi gül derdi
Görmedim al yeşil giymişim kare
Ciğerlerim oldu hep pare pare
Kırıldı ayağım gidemem yare
Alçı derdi yakı derdi kil derdi
Deli gönül sırrın vermez yadlara
Aşık oldum sende olan adlara
Serim yanar çünkü düştü odlara
Ateş derdi alev derdi kül derdi
Feryadi söylenir bütün dillerde
Çok gariplik çektim gurbet ellerde
Bir zaman dolaştım ilçe illerde
Garip derdi hasret derdi el derdi
________________________________________
2-Aşık Feryadi©
…………………………………………………….
1933 yılında Ardanuç’un Ahıza (şimdiki adı Ferhatlı) köyünde doğdu. Asıl adı Fuat Gündüz’dür. Küçük yaşlarda aşıklık geleneğini ve şiiri öğrendi. İlkokulu köyünde okudu.
1951 yılında rüyasında bir kız kendisine bade verdi. Elindeki badeyi içemedi ancak o günden sonra kendisinde bazı değişiklikler hissetmeye başladı. Daha sonra Aşık Efkari’nin yanına giderek bu durumu anlattı. Aynı zamanda aşıklık geleneğine ilişkin bilgisinin pekişmesine de katkıda bulunan Aşık Efkari, 1951 yılında aşığa Feryadi mahlasını verdi.
Babasının istememesine karşın, önce Gümüşhane köyünden Yusuf Yalçın’dan bir bağlama satınalıp gizlice öğrenmeye başladı.
Şiirlerinde hemen her konuyu işleyen Aşık Feryadi, yöre aşıklarının dışında Aşık Mahzuni’den de etkilendi.
Özellikle Şavşatlı Aşık İskender ve Kuçenli Hafız’dan yörede anlatılan birçok halk hikayesini öğrendi. Başta Efkari olmak üzere değişik aşıklarla karşılaşmalar yaptı.
Uzun yıllar Artvin’de bir devlet dairesinde çalışıp emekli olduktan sonra köyünde yaşamaya başladı.
________________________________________
)(-)(-)(-BUĞULU CAMLARA YAZDIM ADINI-)(((-70-)(-)(-)(
Nasıl hüzünlenmez avare günül
Geçim derdi sağlık derdi kul derdi
Kastın diyemedin o yâr’e gönül
Gönül derdi sevda derdi dil derdi
Gönül bu,yüz bulsa istermiş astar
Sevdası olmayan bir yürek göster
Bir bülbül misali şakımak ister
Bağban derdi bahçe derdi gül derdi
Arayan mutlaka bir yol bulurmuş
Bulamaz/sa o uğurda ölürmüş
Özlem zaman zaman bir dağ olurmuş
Sıla derdi hasret derdi yol derdi
Mevlâm ister ise o muhakkaktır
Sebepsiz bir acı vermesi yoktur
Afet’i veren de mutlaka Hâk’tır
Deprem derdi şimşek derdi sel derdi
Güzel’in doğrunun yüzü gülmezmiş
Bu yüzden kötüler halden bilmezmiş
Doğru kuldan bela eksik olmazmış
Nazar derdi bela derdi el derdi
Sen aramasan da bela buluyor
O masum gözleri yaş/la doluyor
Haksız yere suçlanan da oluyor
Namus derdi haya derdi hâl derdi
Halinden bilir mi bir tok bir açın
Sen sen ol yanlıştan haramdan kaçın
Lüzumsuz dövünme mal/la mülk için
Hasır derdi yorgan derdi çul derdi
Sadık Dağdeviren
Aşık Lüzumsuz
5.0
100% (11)