Sarının tüm tonları ayaklarımın altında
Ben benden
Can bedenden habersiz
Kafamda soru işaretleri, düşünceler
Ayaklarım benden bağımsız
İrade bende değil, yürütülüyorum
Bastığım gazellerin hışırtısı
Heyecan ve korkuyu zirveye taşıyor
Ürkek bir kuş gibiyim
Kuruyan dallarda bir kısmı yeşil, bir kısmı sarı
Birkaç yaprak sallanıyor
Hayata tutunmaya çalışıyorlar
Gidiyorum ama nereye?
Burada ne işim var?
Bilinmezler beynimi kemiriyor
Ailem çocuklarım nerede?
Eş dost kimse yok
İşlerim evet işlerim ne oldu?
ALLAH ALLAH !
Üstüme parada almamışım
Bu nedir rüya mı? kabus mu?
Yoksa öldüm mü?
Bu yapraklar benim kader arkadaşım mı?
Fakat burası ne cennet gibi yeşil nede cehennem gibi sıcak

Aklım karma karışık düşünceler düz değil
Sırların içindeyim ne neden niçin nasıl?
Hazana erdi ömür ilkbahar kış yaz değil
Sanırım vakit geldi bu son bahar son fasıl

Burası sınır olsa gerek
Evet, evet yolun sonu da göründü
Oda ne bir tabela var orada
Acaba bu tabela merakımı giderecek mi?
Yaklaştım titrek bir sesle okumaya başladım

Hoş geldiniz
Lütfen üzerinizdeki dünya mallarını
Mirasçılarınıza teslim ediniz
Burada para geçmez
Burada Salih amel ve sadakayı cariye geçerlidir
Burada şan, şöhret, rütbede geçmez
Burada takva üstünlüğü geçerlidir
Üzerinizde kesinlikle kul hakkı bulunmasın

Korkmayın
Burada adil bir yönetim vardır
Her âdemin kamera kayıtları mevcuttur
Zerre kadar iyi ve kötü amellerin karşılığı peşin olarak ödenir

Korku, ümit, heyecan hepsi içice geçti
Yaşantımın tüm anları slâyt gibi gözümün önünde

Bu son nefes olsa gerek
İşte şu da Şeytan olmalı
Elinde bir bardak su
Yaşamımda kanıma girdiği yetmez gibi
İmanımı çalma peşinde fırsat kolluyor

YARABBİ
Rahmetine muhtacız
Mağfiretine açız
Kudretinin yanında hiçiz

YARAB şeytanın suyuna senin narını tercih ederim
Yardımını esirgersen son nefeste imansız giderim

Bizlere rahman ve rahim olan sıfatınla muamele eyle
AHMET SİVRİ
11.01.2011