Üstadım,

Ben, Mirac ile müstakim olan bir müslüman için ahiretten endişe duymaması yönünde gerekli mesajın geldiğine inanıyorum. Teşekkür ederim.

Değerli güzel kardeşim gönderdiğin şiirlerini zevkle okudum yüreğinin çağlayanı dinmesin derim.

Softalara kanıp dünyana kıyma
Ahiretten yana endişe duyma
Bugünün işini yarına koyma
Umuru üstüne alınca oğul

Ahiretten yana endişe duyma
İfadenizde ki kastınız ahiretin gerçekliği hususu ise elbette doğrudur o konuda ahiret inancı sakat olan imandan çıkar Allah muhafaza.
Ancak ahirete kamil imanla gidip gidemiyeceğimiz hususunda endişemiz çok ziyade olmalı hatta yaratılış var oluş gayemizin tek hedefi olacak kadar. Zira kimsenin imanla göç etme gibi bir garantisi yok.
Yüce yaratan rızıklarımıza kefil olmuş o konuda endişemiz olmaması gerekirken o yolda kendimizi paralıyoruz . halbuki ahiret hususunda hiç bir garantimiz yok o konudada cennetle müjdelenmişçesine gayet rahatız . Halbuki tam tersi olmalı. Selam ve sevgilerle.

Sevgili Üstadım, Eski şiirimizin izinden gitmek bana daha anlamlı geliyor. Fakat bu arada koşma türü şiirler de yazıyorum. Size birkaç örnek gönderiyorum. Şiirlerimi edebiyatdefteri.com ve Antoloji.com sitelerinde yayınlıyorum.

Sağlık ve afiyet içinde Allah ömrünüze bereket versin efendim.

Oğul

Kişisel yarardan hiç medet umma
Hakiki dostunu bulunca oğul
Kendine düşman bil gözünü yumma
Kibir denen illet gelince oğul

Mankurtlar gafletten kolay ayılmaz
Zalim sofrasına varma doyulmaz
Rakibe yenilmek utanç sayılmaz
Mum gibi erirsin yılınca oğul

Kalbini hafif tut zihnini duru
Dağ başında ıslan güneşte kuru
Eşya tutkusundan kendini koru
Adam gibi adam olunca oğul

Her akşam evine huzuru taşı
Bilesin sağlıktır her işin başı
Kanadı kırılmış çaresiz kuşu
Mutlu olacaksın salınca oğul

Bir ziynet lazımsa edebi takın
Kurnaz insanlara bulunma yakın
Kirlenir küflenir makamlar sakın
Gereğinden fazla kalınca oğul

Softalara kanıp dünyana kıyma
Ahiretten yana endişe duyma
Bugünün işini yarına koyma
Umuru üstüne alınca oğul

Turhan Şahin

Oğul kavramı; halk dilinde evlât anlamında olup hem kız hem oğlanı işaret eder. Özellikle ikinci evliliklerde oğulluk üstüne varmak diye bir tabir vardır.

Mankurt: Bilincini ve değerlerini kaybettiği için düşmanına hizmet ettiğinin farkına varmayan kişi. Cengiz Aytmatov Gün Uzar Yüzyıl Olur romanında Sovyet Rusya güdümündeki halkları uyandırmak için romanına böyle bir tipleme ile gerekli mesajı Türk Dünyasına ulaştırmayı başarmıştır.
Sıra Dağlarımın Güney Yamacı

Sevgili eşim Fatma Şahin Tandoğan’a öğretmenler günü armağanım.

Aynı toprak aynı iklim yöremiz
Aynı soydan aynı boydan töremiz
Aynı sargı ile sardık yaramız

Her sabah ufkuma doğan güneşim
Evimin neşesi sevgili eşim

İnsanlığa hizmet temel amacı
Okulda sınıfta verir demeci
Sıra dağlarımın güney yamacı

Her sabah ufkuma doğan güneşim
Evimin neşesi sevgili eşim

Bayındır eylersin virane yeri
Hep eğitim dersin beşikten beri
İrfan ordusuna dökersin teri

Her sabah ufkuma doğan güneşim
Evimin neşesi sevgili eşim

Karanlık yollara meşale yaktın
Kurak topraklara fidanlar diktin
Körpe dimağlara cansuyu döktün

Her sabah ufkuma doğan güneşim
Evimin neşesi sevgili eşim


Turhan Şahin

Robot olmak köle olmaktan beter

Elinde değilse iraden eğer
Robot olmak köle olmaktan beter
Bazen muhalefet her şeye değer
Robot olmak köle olmaktan beter

Dünyayı yöneten birkaç modacı
Emrine âmâde patron odacı
Farkında değiliz işte bu acı
Robot olmak köle olmaktan beter

Mahremler meydanda ekranda dizi
Hayatlar sıradan kalmadı gizi
Kullan at toplumu yaptılar bizi
Robot olmak köle olmaktan beter

Kendi yanlışını kendin yapmazsan
İstediğin yola kendin sapmazsan
Yaradana inancınla tapmazsan
Robot olmak köle olmaktan beter

Özgür olmasa da insandır köle
Bazen sahibini getirir yola
Mankurtlaşan robot topluma bela
Robot olmak köle olmaktan beter

Turhan Şahin

Ayak Numaranı Geçtiyse Yaşın


Başlar şikâyetler kulaktan gözden
Ayak numaranı geçtiyse yaşın
Doktorlar uyarır uzak dur tuzdan
Ayak numaranı geçtiyse yaşın

Maziyi âtîye her gün yamarsın
Kırık düşlerini kalbe gömersin
Sık sık iltifattan medet umarsın
Ayak numaranı geçtiyse yaşın

Gençlere imrenen genç kalır sanma
İkinci bahara meyledip kanma
Kelin ilacına sakın inanma
Ayak numaranı geçtiyse yaşın

Süs olan makyaja yoktur bir sözüm
Makyaj maske ise kahreder sızım
Korkarım ki yanlış anlarsın kızım
Ayak numaranı geçtiyse yaşın

Hayat yanılgıdır yanlışsa yolun
Bir de borçlu isen haraptır halin
Üç beş sene önce bükülür belin
Ayak numaranı geçtiyse yaşın

Öğüt verenlerin öğüdünü tut
Şurubu tableti zamanında yut
Fazla geç kalmadan yatağına git
Ayak numaranı geçtiyse yaşın


Turhan Şahin


Öfke

Öfke gelir göz kararır
Öfke gider yüz kızarır
Sabırlı ol sakin düşün
İşin sonu nere varır

Turhan Şahin

Değerli dostum 11 li hece şiirlerinizi beğeniyle okudum hepside uyumlu ahenkli fikir gönül ve kaabiliyet ürünü eserler . Söylenecek eleştirilecek bir şey olsaydı bu sitede sözünü hiç esirgemeyenlerden birisiyim. En çokta sevdiğim insanlara esirgemem, onların hataları bana hoş görünmez dostlarımı kusursuz görmek isterim. Tebrik ediyorum . Sanırım banagönderdiklerini sitede yayınlamadın. hepsini rahatlıkla yayına verebilirsin. Güzellikle kal değerli dostum.

Denemelerimin ulaşmadığını belirtmeniz üzerine gönderiyorum. Eleştirilerinizi esirgemez iseniz sevinirim.

Divan Şiirimizi yeniden ihya etmek belki mümkün olmayacak fakat Atillâ İlhan'ın yaklaşımı içerisinde yeni bir anlayışla ve yeni bir beğeni ile halkımızla buluşturmak mümkün olabilecektir. Bu düşünceden hareketle hece vezni ile yazdığım GAZEL denemelerimi eleştirilerinize sunuyorum.

İlgileneceğinizi ümit ediyorum. Saygılarımla.

Turhan Şahin
e-mail:

Gelir

Hakka saygı duyan sıradan gelir.
Aç gözlü olanlar aradan gelir.

Emek harcamadan zengin yaşayan
Değirmenin suyu nereden gelir.

İçin için yanar tükenir odun
Karanlığa ışık çıradan gelir.

Denizin ırmağa çağrısı var ki;
Boz bulanık sular karadan gelir.

Hayatı, insanı, yanlış anlayan
Sanırsın mutluluk paradan gelir.

Vicdan adaletin özü sayılır
Kişinin erdemi buradan gelir.

Kendine zulmeden nice haydudun
Gelirse hakkından Yaradan gelir.

Turhan Şahin


Olursa

Dere yatağına sakın ev kurma,
Sel alır götürür taşkın olursa.

Fırıncı ekmekte ehil sayılmaz,
İçi hamur dışı pişkin olursa.

Şehirde yaşayıp köylü kalanın,
Acınır haline şaşkın olursa.

Yılkıya saldığın atı git getir,
Aşırır dağları eşkin olursa.

Menzile eremez her yola çıkan,
Ahlâkça, edebce düşkün olursa.

Mülküm var diyerek övünme boşa,
İçi sevgilisiz köşkün olursa.

Bizler bu âlemi seyrâna geldik
Doyulmaz tadına coşkun olursa.

Değişme dünyayı köhne cennete,
Servi boy, bal dudak aşkın olursa.

Turhan Şahin

Bilmez

Tuz ekmek hakkını banmayan bilmez.
Temizlik imandan yunmayan bilmez,

Senin kıymetini zülfü perişan,
Aşkınla tutuşup yanmayan bilmez.

Gönül mihrabına yazıp adını,
Her zaman her yerde anmayan bilmez.

Çölün yağmurunda bir hikmet gizli,
Leylâ diye içip kanmayan bilmez.


Sana giden yolun mihnetini dost,
Uçaktan, trenden inmeyen bilmez.

Efil efil poyraz kokunu taşır,
Yönünü kuzeye dönmeyen bilmez.

Seheryıldızından bir sır öğrendim,
Güneş doğar iken sönmeyen bilmez.

Turhan Şahin



Gönülden Geçenler

Eşya baskısından kaçabilseydim
İnciyi denize saçabilseydim

Saçlarıyın durulama suyunu
Ölümsüz olurdum içebilseydim

Akıl fikir aramızda bir engel
Gönül makamına geçebilseydim

Tar u mar eylemiş zülfünü rüzgâr
Gümüş tarağınla açabilseydim

Zalim felek gösterirdim gününü
Yerini yurdunu seçebilseydim

Niyetlenmiş Cânân yaylaya göçe
Hüması olurdum uçabilseydim


Turhan şahin


Bulamadım

Cânânımdan özge can bulamadım
Menzilin sonunda han bulamadım

Karanlık geceler bitmek bilmedi
Sabrıma sığındım tan bulamadım

Hekimler çaresiz kaldı yarama
Bir damlacık olsun kan bulamadım

Koyun kuzu verdi yüce Yaradan
Boynuna takacak çan bulamadım

Emeklerim zayi oldu dünyada
Nâdânlar içinde şan bulamadım

Zamanı durdurmak geçti gönlümden
Meğer gafilmişim an bulamadım

İnsana yaraşır bir hal aradım
Hüsnü zandan alâ zan bulamadım


Turhan Şahin

Ellerin

Merhametten yana bakmış ellerin
Karanlığa ışık yakmış ellerin

Zevk verir insana izlemek Şahım
Kırlangıç kanadı takmış ellerin

Beş parmağın beşi aynı hizada
Suları avcunda bükmüş ellerin

Bahçenden dostuna taze gül sundun
Cânân kırmızı gül kokmuş ellerin

Kalem parmakların ahenk unsuru
Halılara nakış dökmüş ellerin

Bir leylak fidanı aldım götürdüm
Zarafet sembolu dikmiş ellerin

Adalet asalet erdemin senin
Neyi pay etmişsen hakmış ellerin

Rüya düş arası öpeyim dedim
Açtım ki gözümü yokmuş ellerin

Turhan Şahin

Olsaydım

Hep gönlümden geçti munis-i cânım
Beben olamadım baban olsaydım

Karışsaydım emeğine terine
Yorgun ayağına taban olsaydım

Ben çaresiz kaldım sen dağda kaldın
Sığındığın evde soban olsaydım

Bir hoyrat rüyanda öptüyse seni
Gonca dudağında çıban olsaydım

Şimdilerde Başkent haydut yatağı
Yitirip aklımı yaban olsaydım

Devlet ricalinden sıtkım sıyrıldı
Toros dağlarında çoban olsaydım

Turhan Şahin

Denemeler gelmedi ulaşırsa zevkle okurum. Elbetteki dostumla yazışmak banada şeref olacaktır.

Sayın Alagöz sayfamdan mesaj gönderemiyorum. Çözülemeyen bir sorun bu yetkililere defaetle bildirmeme rağmen giderilemedi size sayfanızdan bir mesaj ve gazel denemelerimi gönderdim. Ulaştı ise sizinle görüşmeyi/yazışmayı isterim. İyi geceler efendim. Esenlikler dilerim.

İşte şairliği hak eden duruş bu. Asla savunma ihtiyacı duymadan gönül dostlarının kendinden beklediği yüceliğe yürümek, ne diyeyim? Allah muvaffak etsin bence o birikim o yürek o cevher o iman var takibimdesin dostum.

Bütün kitaplar anakitabın daha iyi anlaşılması içindir sözünün hükmü gereği inşaallah şiirimin inkişafı belirttiğiniz gibi beni bir naat yazmaya yöneltir diye ümit ediyorum. Değerli eleştiriniz ve rehberliğiniz için teşekkür ederim.