8
Yorum
4
Beğeni
5,0
Puan
1430
Okunma

Bugün mor renkler içinde
Usulcacık yürürken kaldırımlardan
Gülümse cisil cisil boşalan sulu sepken yağmurlara
Ayakların sular içinde kalırsa kalsın
Öldürmez ki adamı,ıslanabildiği kadar ıslansın
Sabah olana kadar her ize sinen dokunuşların
Düşlerinde bana da uzansın…
Peşinden koştuğum gamzeler duysun ayak seslerimi
Gelip baş ucuma kurulsun
Ve en işveli gülücükleriyle ballansın…
Kim bilir senden başka
Denizin sularını nefesiyle kabartmayı
Yeter ki bir kez üfle
Köpüklü halkalar çocuklar gibi oynaşsın
Sahi senden başka kim koruyabilir meltemlerden
Maviliklere iz bırakırken üşüyen yakamozları?
Uzatsana şimdi umudumu sakladığım sulara kollarını
Beni sardığı gibi onları da sarsın…
Sen yokken ben uzayan kışlarda kaybolurum
Sınırları sonsuzluğun içine dolan sevgileri
Kırık bir dalın gölgesinde ararım hep
İçimde bir başka depreşip dururken sevinçler
İzlerine bakıp bakıp duran dudaklarım
Şimdi hangi avuntularla susup da uslansın?
Boş ver yakınmalarıma sevgili
Avutmak istersen eğer
Mehtabına çağıran gecenin içine azar azar dolan karanlıklara
Dalından sarkan kirazlar örneği dokunuver parmaklarınla
Her taraf kıpkırmızıya boyansın…
Biliyor musun bu yüzden
Çıra gibi yanıyor içimde çift katlı özlemler
Söndürme ne olursun yansın da yansın…
Ay ışığı oyunları altında kararlı bir gölge olup
Bir adaya sığınır gibi kulaç kulaç sana varacağım.
Çünkü sen sığınabileceğim en tekin limansın
Sedef işlemeli udun tellerinden dökülen
En kostak nağmeleri
Avazın çıktığı kadar haykırmak
Olsa olsa en çok sana yakışır
Bir avuç telaş içinde beni karşılarken
Yüzüme vuran rüzgara sinen nefesinle
‘’Buradayım ey sevgili’’ diyerek mırıldanışın yüreğimde yankılansın
Necdet Arslan
5.0
100% (6)