26
Yorum
9
Beğeni
0,0
Puan
1712
Okunma
hayat akıp giderken damarlarımızda
acı ve ızdırap kucaklar tenimizi
taşır bizi ihtişamıyla ötelerin ötesine
Kaç kez bulutun altında gölgelendik
Kaç kez şimşekle uyandık
Ve bir güneşe hasret bekledik
Kaç kez sabahı geceyle kaçırdık
Biz her geceyi aya ulaşmak için belledik
Ve dünyayı bir gölgelik gördük
Hayatı öylece yaşama geçirdik
Gölgesi görünür elin
Yakılmış yanık türkülerde
Açılmış gülün serpilir rayihası
Ant verir kınalı ellerinde
Hüzün çiçekleri açar yer ve gök
Dökülür bulutun göz yaşları
Gece mavi lambada hüzün türküleri çalarken
Sabahı bekler dudağında ağıtla gelin
Yanık semazenlerin sessiz dilinde çığlıklar
Dağ yamaçlarında ebem kuşağı sabaha dolanır
Dünkü güneşten uçan renklerle
Arkasında gelincik tomurcuğuna gül koklatır damat
Denizin koyu karanlık mavilerinde dansa kalkar balıklar
İçim kıyılır sahnesine hayatın içim kıyılır
Gerdanında fıtrat haleleri ele verir sahneyi
Bekleşir uzunca bir gecede karşıki ışıkların gölgesi
Kaldırımda uzun uzun adımlar dökülür
Pencerenin önünde sessiz durur uzun yol sancıları
Geçirdi dişlerinin asi olanını dudağına gelin
Mahcup ve bitap duraksadı zonklayan usu
Daldı koyu karanlığına girdiği mağaranın
Oysaki gül yetiştirmek vardı gözlerinde ki gül tarlalarında
Şafakta da umut yoktu gece çok uzamıştı
Elleri koynunda hüzünle bekleşmişti gelin
Sokak lambaları alışıktı gecenin karanlığına
Her düşe eşlik ederdi güneşi kaybedince
Sayıklardı her bir taş; gelip geçenin eşkalini
Devri alem gibi tekrarlanan yeni hülyalarda bu gece hüzün
Bulutların göz yaşı ses veriyor bugün
Karşıki istasyonda bekliyor birkaç yolcu
Belli ki çok uzun bir dönülmeze gidecekler
Ayak bağı her bir zerreyi terk edecekler
Belki de bu gece hiç mi hiç bitmeyecek gidemeyecekler
Ayrılık vakti geldi hüznüm şimdi şafak sökecek
Umudunu yitirme hey genç adam!
Umudun elinde her sevda yeniden yaşayacak
Ben ölürken gecede, gece sende yaşayacak
19-10-2010
Hayrettin