Büyük Türk Milleti Kurtuluş Savaşı destanını Türkmen’iyle, Çerkez’iyle, Tatar’ıyla , Laz’ıyla ve Kürt’üyle tek yumruk olup yazmıştır. Mehmetçiklerimiz dalgalanan Türk Bayraklarının altında Vatan Bölünmez, Şehitler Ölmez inancıyla içlerindeki imandan kaynaklanan Allah Allah nidalarıyla emperyalizmin topuna, tüfeğine, tankına, uçağına, gemisine, bombasına karşı göğsünü siper etmiş ve bu cennet vatanı minarelerden dinmeyen ezan sesleri ve göklerimizden inmeyen ay yıldızlı bayraklarla bizlere emanet etmiştir. Bu vatan hepimizindir. Vatanın her karışında hepimizin dedelerinin, atalarının şehit kanları vardır. Bizler ise hepimiz şehit torunu veya çocuğuyuz. Bu vatanın bütünlüğünü ve bölünmezliğini korumak hepimizin asli görevidir. Vatanın bir karış toprağı için tıpkı bizden önceki büyüklerimiz gibi gözümüzü kırpmadan kanımızı ve canımızı veririz. Vatan sevgisi ve iman konularında hiçbir kavim Büyük Türk Milletiyle aşık atamaz ve hiçbir emperyalist güç Türk Vatanını bölemez. Tarih bunun sayısız örnekleriyle doludur.

Şimdi buradan, tüm Emperyalist güçlere ve onun işbirlikçilerine sesleniyorum, artık Millet’imizin sabrı kalmamıştır, biz ne İran’ız, ne Irak’ız ne de kirli emellerinize alet ettiğiniz bir başka Ülkeyiz, burası Mustafa Kemal Atatürk’ün bizlere emanet ettiği, Türkiye Cumhuriyeti, bizlerse Türk Milletiyiz, çekin pis ellerinizi bu Ülkenin üstünden, Cumhuriyet’imizin 87.Yılını nasıl coşkuyla kutladığımızı görmediniz mi? Biz daha nice 87 Yıllar kutlayacağız, dönün evinize artık, kendi işinize bakın, bu vatanın evlatlarını emperyalist fikirlerinizde piyon olarak kullanmaktan da vazgeçin, yeni bir Haçlı seferi yaratmak çabasındaysanız çok kötü hüsrana uğrarsınız, sakın bu sözlerimizi bir nasihat zannetmeyin bu düpedüz ihtardır size, çok iyi bilirsiniz ihtar icraatdan önceki son çaredir.

Size de söylenecek sözlerim var başımızdakiler her şehidin arkasından elbette mekanı cennet olsun, Şehitler ölmez Vatan bölünmez, Allah kederli ailesine ve Milletimize sabır versin diyeceğiz, bu son olsun diyeceğiz, onları alkışlarla, dualarla uğurlayacağız, ama bunu biz diyeceğiz, biz yapacağız, siz değil, usandık artık birilerinin çıkıp her defasında bu beyanatları vermesinden, bir tarafdan beyanat verirken diğer taraftan, çözüm arıyoruz, barış arıyoruz diyerek, bizleri ve bu güzel vatanı iyice çözümsüzlüğün içine atmalarından, bırakın safsatayı, bırakın ne yapacaksanız yapın da, Memleket artık huzara ersin. Kısacası hikaye anlatmayın bize, bıktık artık masallarınızı dinlemekten, suni gündemler yaratıp Millet’i meşgul edeceğinize, kendinize gelin ve gerçekleri görün artık, çünkü biz artık nasihat etmek veya nasihat dinlemek istemiyoruz, artık İhtar zamanıdır, hatta ihtar zamanı geldide, geçiyor bile...