3
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
1804
Okunma
I.
körelmişse kalbinin şefkat nazarları…
göremezsin bir yetimin gamzesinde biriken iri gözyaşlarını
eski urbasına sinmiştir anne-baba kokusu
….. kuş uykusuna dönmüştür o eski kış uykusu
şimdi bir yetimin âhı yankılanır yedi kat göklerde
acının kıymığı batarken tene,
…..tuz basılır kanayan yaralarına
gözlerinden süzülür sımsıcak gözyaşları
….. düğümlenir boğazında kelimeler…
II.
son gülümsediği anı hatırlamakta güçlük çeker biçare…
elindeki siyah beyaz resim yıpranmıştır öpüp koklamaktan
aşınmıştır kapıların eşiği…..
…..giden yolcuyu beklemekten
rüzgârdan başka kim tarar …..
…..bir yetimin dağınık saçlarını?
hüzün ki en büyük mirastır onlara acılardan geriye kalan…
o ki acının resmini gözyaşıyla çizer gönül tuvaline
umutları çoktan buruşturup atılmıştır hayatın çöplüğüne
III.
kırık dökük cümleler dökülür kırık kalplerden
bir yürek meydan savaşından çıkmışçasına
…..ortalık toz duman gönül meydanlarında
yüreğin feryadına tercüman olur…..
….. hüzün mürekkepli kalem
yıldızlar şahittir sabahı olmayan harlı gecelere
…..iki kişilik nefes doldurur yetimler ciğerlerine
biz ki ümmetin yetimleri, zulmün gölgesi altında…
…..ayaklarımız çıplak kızgın çöllerde
gerçekleri öğüttük masal değirmenlerinde
…..gökteki yıldızları paylaştık aramızda
…..hıçkırıklar başak verdi yetim yüreklerde
…..dertleştik yıldızlarla mehtaplı gecelerde
IV.
zemheri soğuğunda ısındık kendi nefeslerimizle
…..acıyı kıtlama bir çaya şeker yaptık öylece
kanımıza karıştı hicranın baldıran zehri
..…suskunluklar çığlıklara gebe
umutlar karşı dağın arkasında ürkek bir ceylan gibi
kalemimizde hüzün mürekkebi, kelimeler içlice…
kurşundan ağır bir yük baba diyen dillerde…..
…..beni benden koparıp sana taşıyor gece
V.
taşıyamaz yürekler yetim gün/ahımızı
…..çöller yeşerir gözyaşımızdan
düşlerimiz dörtnala koşar kan kırmızı şafaklarda
pişmanlıklarımıza düşülen bir dipnottur kızgın gözyaşları
….. merhametin elleri soğumuş ayazlarda
hüzün büyüdükçe büyür düşlerin kanayan yerinde
siz denizaşırı ötelerde, bizse sizden uzak berilerde
ağlayık çehrelerimizde sükûnetin çığlığı dokuz doğurmakta
gün geceye dönerken yüzünü
…..saatler yine ayrılığı vurmakta
…..gözlerimde yine ırmaklar kudurmakta
VI.
yalnızlık sinmiş evimizin badanasız duvarlarına
…..takvimler o acı günü göstermekte
hâlâ yarısı kırık aynalarda ararım gül suretini
…..soframızda bir tabak öylece bekler uzanacak eli
göçebe hüzünler yurt kurdu yüreğimde
rüyalarıma gel ki hafiflesin fecrin sancısı
…..gönül terazisi tartamıyor acının kurşundan ağır yükünü
baba diyen diller dönmüyor ağız boşluğunda
VII.
ey acılarımdan beslenen hüzün!...
acının resmini çizebilir misin gönül tuvaline?
…..muhacir hissiyatımı dökebilir misin sözcüklere?
…..kendini sığdırabilir misin bir ağıtın dörtlüklerine?
gel ey gül yüzlü yâr müsvedde hayatımı çek temize!...
sağalt gece yarısı apansız başlayan sancılarımı!...
gel çöz beni sana bağlayan esaretin kalın zincirlerini!...
…..ey kalbimin yitiği, ansızın çık gel emi!....
M.NİHAT MALKOÇ
Not: Bu şiir Âşık Talibi Coşkun Kültür Derneği ‘Yetim’ Temalı Şiir Yarışması’nda Üçüncülük Ödülü kazanmıştır.
5.0
100% (1)