Binmişiz alamete,
Gideriz kıyamete!
Akar zaman su gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Geçer zaman hırgürle,
Diner öfke bir gülle!
Uçar umut kuş gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Kâh güler, kâh ağlarız;
Ahvalden pek anlarız!
Trajikomik gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Mutluyu ve mutsuzu
Hatta hiç umutsuzu
Yorarız kâhin gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Bakalım Mevlâ’m neyler,
Neylerse güzel eyler!
Sonumuz hayır gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Zevkler, renkler farklıdır;
Yolumuz pek arklıdır!
Hedefimiz bir gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Tüm ‘sen ben’ kavgaları
Arttırır kaygıları!
Kardeşler küser gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Tencere dibin kara,
Seninki benden kara!
Sanki her şey düş gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

Yetelim, yetinelim;
Haddimizi bilelim!
Yürekler mangal gibi;
Fındık, fıstık, leblebi
Der: İstersen, ye beni!

08.10.2010