42
Yorum
2
Beğeni
5,0
Puan
2408
Okunma

ey semadaki göçebeliğe şahit olan şehir
toprak kokan kıyılarını s/aklayamadın mı
siz adressiz gezinen ruhun yorgun sancıları
bedensizliğinize kılıf bulamadınız mı
beton yığınları arasında ahşap kalan şehir
iyot kokulu denizi liman yapamadın mı
ısmarlama umutlardan köprü kurup üzerine
deliksiz uykularına dalamadın mı
mahalinde kaç cennet var İstanbul
kaç kuşak var n/efesi olmayan
dip bucak yosun tutmuş
örümcekler ağları ile yuva yapmış her iki sokağından birini İstanbul’un
lambalar rüzgardan yanıp sönerken
tenhadaki sessizliği bozar kulak çınlamaları
karınca gibi herkes
küçük adımlarla büyük lokmalara yönelirler
ay ise
karanlığı beyaza kavuşturma derdinde
nemli elbiselerini giyinen gün
artık hazırdır sabahlamaya
yakar ateşi
ısıtır görkemindeki üşümüşlüğü
firûze bakışlı şehri adımlıyorum tek başıma
kimseye tutunmadan baş kaldırıyorum ey İstanbul sana
naftalin kokusunun yanında
aklımda kalan bir koku daha
kim var orda ?
29/09/2010
10;30
eMİNE
5.0
100% (30)