4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
2966
Okunma

Kalû Belâdan beri, vücudu muayyendir,
Işâ’ vaktiyle mahluk, sireti müzeyyendir.
Yaratılmış her vücud, o gün tekrar haşrolur,
Amelinde ne varsa, ulu orta neşrolur.
Mîzan el-an kurulur, kıyam durur her nefis,
Endişelidir elbet, sâhib-i ruh-u habis.
Ticaret-i her neyse, hayat-ı dünyevîde,
Görülür cümle hesap, hayat-ı uhrevîde.
Ücretler verilecek, mükâfat yada ceza,
Nihayet ayrılacak, mü’min kâfir hakeza.
Ümmet-i Muhammedî, muhakkak Cennet seza.
28.09.2010 / Mühlheim am Main - Frankfurt
Metin ESER
Lügatçe :
habis : Pek çok pis, daha murdar. En habis, berbad.
ruh-u habis : Fesadcı, hilekâr, alçak tabiatlı, kötü, pis, berbad RUH.
ışâ’ : Yatsı zamanı. Akşam ile yatsı namazı arasındaki vakit.
Güneş batmasından ertesi günü fecre kadar olan zaman.
Kalû Belâ : Cenab-ı Hak ruhları yaratıp, onlara Rabbiniz değil miyim, meâlinde:
"Elestü Bi-Rabbiküm" buyurduğunda, ruhlar: "Evet Rabbimizsin"
meâlindeki Kalu Belâ diye cevap verdiklerini bildiren Kur’andaki bir
tâbirdir. (Bak: Bezm-i elest)
kıyam : Ayakta durmak. Ayağa kalkmak.
Ölümden sonra tekrar dirilmek.
* Canlanmak.
mizan : Mahşerde herkesin amellerini tartmağa mahsus bir adâlet ölçüsü olup,
hakiki mâhiyeti ancak âhirette bilinecektir.
muayyen : Görülmüş olan, kat’i olarak belli olan, belli, ölçülü, tayin ve tesbit
olunmuş, karalaştırılmış.
müzeyyen : Bezenip süslenmiş, ziynetli.
ruh-u habis : Fesadcı, hilekâr, alçak tabiatlı, kötü, pis RUH.
seza : Lâyık, münasip.
Cennet seza : Cennet’e layık, Cennet’e münasip.
siret : İç hali.
5.0
100% (4)