2
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
1587
Okunma

Söz
Vermiştim
Gitmeliydim, ihmal
Ettiğim kadar sevinmeliydim
Mahcubiyetimi
Aşikâr eylemeliydim,
İçimin titrediğini belirtmeliydim
Ne kadar korkum varsa,
Artık terk etmeliydim,
Haşyet zerk edene meyletmeliydim
Yıllar
Geçmişti
Ayrılık rüzgârları hiç
Söylemeden birden esmişti
Keder yüreğimde sökün etti,
Gözyaşlarım hiç dinmedi,
Fakat yetmedi
Özlemin, firkatin, sevginin,
Vefanın, şefkatin mürebbisi
Olan can ne kadar sessizdi
Arife günüydü
Herkesin bir telaşı vardı,
Kaygılar nasıl bırakmazdı
Bayramlık bekleyen çocuklar
Sanki birer meraktı,
Hiç sabırları kalmadı
Hane halkı
Temizlik konusunda cefakârdı,
Soluk soluğa
Kalacak kadar çabadaydı
Neydi
Bunun farkı
Aşk ve ölüm hangi kalp için
Vuslattı, ruh niye vardı
Dünya ve nimetlerine bu kadar
Düşkünlük niçin
Gönüllerin terini aldı
Düşünmek en son
Tercih edilen bir fırsattı,
Akıldanelik
Neden bu kadar etraftaydı
Bayram namazı
Nasıl bir heyecan ve de huşu,
Farzı ayın olan
Emirler içimizde bir sızı
Ne kadar ihmal edersek,
Nasıl ki tövbe kapısı açıktır
Diye söz söylesek neden acı
Kalp ferasetin mevkii,
Ruh aidiyetin dirliği,
Her lahza haberdar eden,
Müthiş sancı
Kabristana gittik
Her yer yem yeliş, sanki
Cennet misali
Ne kadar berrak ve sakin
Kuşlar bayram ediyor,
Sesleriyle sevinçlerimize
İştirak eğliyor, şen ve şakrak
Nazar ettiğim her mezarlar,
Ne kadar mahzun ve suskun,
Lal olan hal ile bakıyorlar
İçimde
Derin bir sızı başlıyor
Çocuklar gözlerime bakıyor,
Zevcem boynunu bükmüş okuyor
Oğullarım,
Ayrık otlarını temizliyor,
Torunlarım
Sessizce şaşkınlık yaşıyor
Sukut etmek bana kalıyor,
Tilavet edilen ayetler
Dikkatimi çekiyor ve alıp götürüyor
Bir burukluk var içimde
Her ne kadar
Hakkıyla şerh etmeye malik
Olarak aşikâr etmesem de
Nefesin rikkati azalıyor,
Kalbin inşiraha muhtaçlığı
Önüme çıkıyor, söylemesem de
Ölüm içimde yaşayan
Engin bir nida, nefsim anlamasa,
Aklım tutukluk yaşasa da
Mustafa Cilasun