15
Yorum
5
Beğeni
0,0
Puan
1387
Okunma
Eski bir pazar
Uğrağında yer alır sayfalar
Şimdi eser sam yeli
Küller geçmişin duvar diplerini
Bir tarafta yangınlar
Öbür yanda zemheri
Oynaşır kumrular göstermelik oyunları
Harmanında avare hayatlar
Saati kurmuşlar acının zembereğine
Tel tel açılır hüzünler
Kıvrımları açılmış delik şemsiyenin
Dökülür damlaları eskinin
Kaç karanlık gizlidir bilinmez
Güneşi yutan gündüzden kalma
Tekeline konmuş mahpus kuşların
Çengisinde çığlıklar bırakır öksüz martı
Gülistan kurulur hayalinde bülbülün
Leylekler uzanır yanı başında tek ayak
Gözleri üç açılı bakar kara benekli kuzulara
Hayalet yutar resmini sevdanın
Eski yön kıvrımlarında kaybolur dilimlerin
Şimdi okunur ikindi selaları bön bön
Ayran içerken gönlün musallası
Tercüman olur emre amade cisimler
Kasvetine intizar eder diline ebe gözlerim
Sırası geldi işte benden eskilerin
Haydi ben gidiyorum gümüştendir kısrağım
Dehleme zaman; şimdi koynumdadır ellerim
Bir ikilem eskiye dökülerek toprağım
Bulut ağlaşır bana, zaman akar göllerim
04-08-2010
Hayrettin