4
Yorum
0
Beğeni
5,0
Puan
1059
Okunma
Hiç yoktan; kâinatı benim için yarattın
En güzel bir surette her yönümü donattın
Kulum, kul olsun diye arzu ettin can-attın
Türlü vesilelerle; rahmet yağarken her an!
Hayret! Nasıl emrine, boynunu eğmez bu can…
İmanı, ibadeti, kulluğu, itaati
Sabrı, şükrü tavsiye, aza da kanaati
Her şey yerli yerinde belli vakti saati
Gayet sarih şekilde anlatıyorken Kuran!
Hayret! Nasıl emrine, boynunu eğmez bu can…
Gökte güneşi, ayı, yedi katlı Sema’yı
Âlemlerde sayısız devran eden temayı
Suyu, ateşi ve de rüzgâr ile havayı
Birazcık tefekkürle, anlarken akıl izan!
Hayret! Nasıl emrine, boynunu eğmez bu can…
Şu muazzam felekler kusursuzca dönerken
Kandil gibi yıldızlar yanıp, yanıp sönerken
Geceden sonra güne nuru güneş inerken
Öğretiyor bizlere, her dem-de ilim irfan!
Hayret! Nasıl emrine, boynunu eğmez bu can…
Saymakla bitmeyecek, bitip tükenmez nimet
Her biri başka güzel hepsi değerli kıymet
Eşrefi mahlûk olmak tek başına azimet
Azıcık bir gayretle, anlar en aptal sazan!
Hayret! Nasıl emrine, boynunu eğmez bu can…
En sevdiği kulunu göndermiş zor günümde
Hiçbir pürüz koymamış, altı cihet yönümde
Hep beni düşünüyor secdelerde önümde
Habipine şefaat izni çıkarmış Gufran!
Hayret! Nasıl emrine, boynunu eğmez bu can…
Salih Yıldız…11.08.2010
.
5.0
100% (5)