25
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2081
Okunma
Adam:
Şu vahşi göklerin öfkeyle kükremesini duyuyor musun?
Ey günahkâr kadın!
Ve şu uzak uğultulu tepelerdeki
Ölümcül yıldırımların gürültüsünü
Bir bakışınla işte öyle akıtıyorsun
Kıvılcımlarını yüreğime
Senin için kaç kez Tanrılara meydan okudum ben
Ölüm vadilerinde
Defalarca yolumu kaybettim
Gemilerim talan oldu
Gözlerinin dipsiz ve sisli denizlerinde
Ama senin umurunda mı dünya?
Ve senin uğruna cennetleri feda eden erkeğin
Ah senin şu boğazına düşkünlüğün!
Ölecektin sanki açlıktan
İblise uyarak yasak meyveleri yoldun
Tanrı’nın elma ağacından
Sonra da cennetten kovuldun
Kaburga kemiğimden yaratılan
Zalim kadın
Kadın:
Aman Tanrım!
Ne saçma ve komik sözler bunlar!
Defalarca duyduğum.
Ya da senin küçücük kafanda uydurduğun
Cümle âlem biliyor
Dünyanın tüm insanlarını ben doğurdum.
Sizler değil miydiniz?
Örümcek kafalı papazların ağzına bakarak
Bir kucak odunla sarıp beni engizisyonlarda
Uyduruk sebeplerle
alev alev
Acımasızca yaktınız
Sonra da mermere nakşedip güzelliğimi
Adımı Afrodit koyup
Tanrıçam diye taptınız.
Siz değil misiniz beni köle yapıp yıllarca
Tacirlere satan
Ve yirmi birinci yüzyılda
Namusumu taciz
Ülkemi talan eden
Bebeğimi öldüren
Ve açlıklara mahkûm eden
Kadınlar mı?
Var mı bildiğiniz bir cennet hayaliniz?
Yapayalnız tek başına
Kadınsız ve sevgisiz.
Celal Çalık