1
Yorum
10
Beğeni
5,0
Puan
2892
Okunma

Sen yoksun
Ondokuz yıl acı, tatlı ama sensiz geçti
Sen yoksun
Sensiz hayat senli olanı içti
Kırk bir yıllık ömrün
Yaz yağmurları gibi
Sıcacık, çok anlamlı geçti
Ama yeterli yağamadığı için
Seni anlatamadan bitti
‘’Gezdiğim dikenli aşk yollarından
Elimden bir kırık saz geldi geçti
Kara talihimden yine bu yıl da
Baharı görmeden yaz geldi geçti…’’
En sevdiğin şarkıydı
Kısacıktı; seni anlattı ve bitti
Ömründe işte böyle geçti
Ne baharı gördün ne yazı
Ne sazın kaldı ne telin
Şarkını bir daha söyleyemeden
Yaz sonu
Hepsi bu dünyayı seninle terk etti
/Çocukluğumun en güzel tatil anılarının saklandığı
Senden sonra ise gitmeye ruhumun cesaretsiz kaldığı
Demirciköy sahili az ötede beni bekliyor,
Tut çocukluğunun elinden, hadi gelin diyor../
Orada güzel adını hala martılar haykırıyor
Biliyorum ama
Gidip de duymaya içim varmıyor
Rüzgar bana senden selam getirecek
Hissediyorum ama
Varıp da almaya elim varmıyor
O kırık sazın sesi dalgalarla gelecek
Daha şimdiden duyuyorum ama
Bana senden kalan yarım hatıralarımı
Eksik çalacağından korkuyorum
Aslında..
Ben seni çok özlüyorum ama
Kimselere anlatamıyorum
Senden geriye kalan
Sadece fotoğrafların
Güzel hatıralar ve
Adını yazan soğuk bir taş
‘’Adını andıkça titrerim hala…’’
BANU ULUDAĞ
Sen yoksun,
Yirmi iki yıl acı, tatlı ama sensiz geçti
Sen yoksun
Sensiz hayat senli olanı içti
5.0
100% (15)