39
Yorum
0
Beğeni
0,0
Puan
2856
Okunma

Oscar Wilde bir çok eserinde "Kadınları sevmeye çalışın, anlamaya değil" gibi bir ibare kullanmıştır. Öteden beri ünlü yazarın bu sözünü çok severim. Aslında şiirin bir hikayesi yok. Bu çalışmamda bu felsefe üzerine bir kurgu oluşturdum. Elbette hayatta bir çok kadınımızı (eş, arkadaş, yakın vb.) tartışarak kırmışızdır. Ama ne gerek var buna. O nazik sevimli güzel insanlara biraz daha güzel davranmamızın herhalde kimseye bir zararı olmaz. Bir de şiirdeki bu olay asla başımdan geçmedi. Sadece bir kurgudur.
Sevgilerimle
Yağlıboya resimdeki
Çalılıklar yerine
Yüreğimden havalandı kuşlar
Sinsi bir ok gibi
Mıhlayınca beni
O sıcak
Rengârenk bakışlar
Efil efil bir bluz
Nazar boncuklu
Sim telli nakışlar
Tanıştık
Boyu boyumda
Huyu huyumda
Dereden tepeden
Su getirip
Konuştuk
İşler yolunda
Gözleri iri iri
Sandım karşımda salınan
Nil gemileri
İspanyol bir rakkaseydi
Her adım atışı
Savruk saçları
Gurubun renginde
Michelangelo’nun
Tuvalinden çıkıp da
Canlanmış elleri
Kristal kadehimin
Kızıl şarabına aksetmiş handeleri
İçerken yudum yudum
Bakıştık
Ah yine o lanet olası politika
Çarşaf gibi
Dolaştı dilime
O çılgın bir liberaldi
Biraz da feminist
Tartıştık
Şimdi tutku yerine
Husumet tabelası asıldı gözlerine
Muhabbet
İflasın eşiğinde
Sinir bulaştı sözlerine
Bozuştuk
Çalkalanarak çekti eteğini
Sahilimden
Dalga dalga
Deniz gibi
Parfümü hala burnumda
Bir ressamla kadeh kaldırıp,
Kıkırdıyor şimdi
Tam karşımda
Benimse ahvalim perişan
Keriz gibi.
Hızlı adımlarla kaçıyorum
Olay mahallinden
Lan oğlum aşk olsun!
Adam olmaz senden!
Hay o dilini
Eşek arıları soksun!
E mi?
Celal Çalık